Aslında zaman zaman bu konu açılır, üstüne yazılır çizilir, birileri bir kaç söz eder ve konu kapanır sonra...

Mesela eski Diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez hoca bu konuda edilmesi gereken sözler etmişti...

Camiler yalnız namaz kılma yerleri değil ve camiler her daim açık olmalı, en azından bir bölümü hep açık olmalı demişti...

Kimi görevlilerin canı sıkılsa da, cami görevlilerinin kendilerini bir devlet görevlisi gibi görmemeleri gerektiğini söyleyerek har daim cami içinde yanında bulunarak ahalinin her bir derdi sıkıntısı ile ilgilenmeleri gerektiğini demişti, biz de sevinmiştik ne güzel dedi diye...

Hatta öyle ki, hacca giden kimi kişilerin lüks mekânlarda kalarak oralara on binlerce dolar harcamalarının asla doğru olmadığını haccın ruhuna uygun olmadığını demişti ve söylenmesi gereken de buydu...

Camiler kardeşim, camiler Müslüman bir ülkenin herkese açık olması gereken yerlerdir ve asla yalnız ibadet için has kılınmamıştır...

camiler bir annedir, sarılıp sarmalamalı dır bütün insanları, sokakta kalanları yetim kalanları, ihtiyaç sahiplerini...

Kalbi olmayan merhameti olmaya bir yapı olmayan cami mi olur, sığınılan bir yuvadır cami aslında... Çünkü Aziz Nebi döneminde öyle idi...

Bugün camilerin "insanı saran kolları kırılmışsa "kıranların" hem utanması, hem kendilerini sorgulamaları gerekir...

Öyle saçma sapan bahanelere sığınmakla olmuyor bu işler...

Bir soru atalım ortaya... 

Mesela bu kış günlerinde, mevsimin soğuk ayaz olduğu günlerde, gidecek sığınacak bir kişi soğuktan ölürse, hiç mi sorumluluğu olmayacak baştan sona bu camileri böyle kapalı tutanların?

Yok, hırsız girermiş, yok uyuşturucu kullananlar, sarhoşlar filan yatar filan... 

Tamam, da bütün bunları diyenler neden düşünmezler sokakta kalan bir adamın yatacağını, sokakta kalan bir kadının sığınacağını, hatta bir küçük çocuğun?

En azından bir sığınma yerleri ilave edilmeli camilerin bir kenarına, içinde kimi ihtiyaçları karşılayacak eşya ve yiyecek bulunmalı...

Sorsak ne der bu işlere din adına atıp tutanlar vaaz edenler hutbe okuyanlar...

Mesela ben sormuş olayım buradan şehrin müftüsüne, sahi ne dersiniz hocam?

Artık Belediyelerin sığınma yerleri var böyle zamanlar da filan diyerek, sizde mi kendinizce bir bahane bulursunuz, bize, dediklerinizin bir hükmü yok demek için...

Öyle minberlerden vaaz kürsülerinden, hatta kimi kitaplarda kardeşlikten söz etmesi ile olmuyor bu işler...

Olmadığı anlaşıldı da...

Çünkü her geçen gün daha zalimleşir olduk, daha çok azaldı merhameti sokakların...

Sözümüze karşı sözü olan etsin sözünü... 

Kim ne diyecekse desin, ama söz olsun edilen...

İyilik ve huzur içinde kalmanız dileğiyle...