Nereden nasıl aklıma düştüyse “acaba dedim” bizim başımıza gelenler, çektiğimiz sıkıntılar, yolumuzun karanlık ve sıkıntılı olması,başımız gelen belalar, ve daha başka şeyler kendi ellerimizle edip tuttuklarımız dan, kendi yaptığımız yanlışlardan, işlediğimiz kimi günahlardan, kırdığımız incittiğimiz gönüllerden,yani kendi ellerimizle çağırdıklarımız dan olmasın?

Düşünmenin bir sermayesi yok, bir zararı da yok, isterseniz bazı şeyleri düşünelim...

Pek çoğumuz dedelerimizden, babalarımızdan daha çok zengin ve servet sahibi iken, onların varlıklarından daha çok varlığa sahip iken, neden onların sahip olduğu huzura mutluluğa sahip değiliz, diye soralım kendimize...

İnsan kendini ne kadar çok sorgular, kendine ne çok soru sorar ve bunun cevabını bulmaya çalışırsa, daha bereketli olur gönül yurdu...

Kendini bir sorgula ve gözden geçir istersen... İçinde yaşadığın evi sorgula, ne kadar benziyor gerçek bir eve, içinde kimleri barındırıyor, kimleri barındırmıyor...

Mesela annen baban neden seninle veya bizimle yaşamıyorlar, ne kadar doğru bunun böyle olması? Bak sana doğrudan doğru değil demiyorum, soralım kendimize ne kadar doğru ve yanlış diye...

Yaşlı annelerin bile oğullarının kızlarının evlerine sığmayan sığdırılmayan bir çağ, bir topluluk adı Müslüman olan, neden bu hallere düştü insan, ya da Müslüman? Neden akıl etmez bir kaç sene sonra aynı şeylerin kendi başına geleceğini...

Yoksa hayır böylesi daha iyi diyenlerden olduysak, gerçekten daha iyi mi bu hayat... Mesela neden aklımıza düşmez "Allah ne der?" bu işlere demek...

Mesela eskiden şükür etmek diye bir şey vardı, şükür insana evlere bereket huzur mutluluk taşır diye inanılır, hep şükür edilir, şükür etmemenin faziletinden söz edilirdi...

İnsanların yüzünde bir hüzün görünse de, yanında bir de aydınlık vardı eskiden, insanlar bir birlerinin gözlerine bakmaktan çekinmezlerdi, şimdilerde kimse kimsenin gözüne bakmaz oldu neden?

Mesela sen şükür edenlerden misin? Günde kaç kez "Şükür Allah'ım!" diyebiliyorsun, şükür bugünde sağlığım yerinde çayımı içebildim, çocuklarımın gözlerini görebildim demek aklına düşüyor?

Düşündün mü, sahibi olduğun mallar servet aslında senin değil, çünkü öldüğün zaman hiç birini "bunlar benim diye" yanına alıp gidemeyeceksin...

Geride bıraktığın canım dediklerin kişiler o mallar üstüne kavga edecekler sana çok oldu, bana az oldu diye...

Bir yerlerde bir yanlış yapmış olma sakın, dünyaya sevdalanıp da öteki dünyaya eli boş gidenlerden olma...

Biliyor musun orada hiç bir pişmanlığın fayda etmeyeceğini söylerler kutsal metinler...

Ondan derim, aramamız gereken önce insan olma insan kalma ve iman etme Allah'a Onun emirlerinin güzelliğine olsun...

İyi işler güzel iyilikler yapanlardan olmaya çalışmanın çok fazla sermayesi yok... Belki de iyiliklerden iyilik yapmalardan hayırlı düşüncelerden uzaklaştığımız içindir başımıza gelen kimi sıkıntılar...

Neden bir de buradan düşünmüyoruz?

Mesela eskiden bereketten söz edilirdi, evler bereketliydi eskiden, sofralar bereketliydi sokaklar bereketliydi, kadınlarımızın gözlerinde hep bereket vardı...

Elleri bereketli göğüsleri anneler eşler vardı eskiden, haramdan çocuklarına haram yedirmekten korkan babalar vardı...

Sormalı insan kendine, Müslüman sormalı

kazancım ne kadar ne kadar helal diye... Acaba evime içinde haram olan ekmek götürüyor muyum diye...

Bunları düşünmek bile iyi bir haldir, insanın kendini sorgulaması hesaba çekmesidir...

Konu uzun... Konu derin ve düşündürücü kalbi olanlar, kendi yapıp ettikleri için endişesi olanlar için...

Eskiden bir baba bütün ev ahalisinin, yanında aile büyüklerinin ihtiyacını karşılayabiliyordu ve herkes halinden memnundu...

Aile aile idi hep birlikte... Ne oldu da, sıkıntılardan kurtulamaz olduk? Bütün suçu bütün günahı başkalarına yüklemek, hep yaptığımız gibi devlete yüklemek bizi masum mu kılacak sanıyorsunuz?

Şükrü unuttuk, bereketin ne anlama geldiğini unuttuk, evlerimiz de yuva sıcaklığı kalmadıysa neden suç hep başkalarının olsun?

Yarın yok aslında...

Yarına bile çıkabilecek bir umudun da...

Doğru yenidünya çok zalim, ya biz? Biz ne kadar temiz ve masum kalabildik, sormayalım kendimize...

Gelin şükür etmeyi hatırlayalım, bereketin ne anlama geldiğini hatırlayalım, Allah’tan bereketi hayatlar, bereketli kazançlar, bereketli evler, bereket yüzlü eşler isteyelim…

Gelin karşı tarafa geçelim, bir de oradan seyredelim kendimizi...

İyilik içinde kalınız...