Geçtiğimiz aylarda Ankara ve İstanbul başta olmak üzere ülkemizin çeşitli illerinde mültecilere karşı nefret söylemleri ve eylemleri düzenlendi. Twitter’da ve diğer sosyal medyalarda birçok insan ‘’Ülkemde mülteci istemiyorum.’’ hashtagi ile paylaşımlarda bulundu. İnternet ortamında devam eden bu paylaşımların yanı sıra sokaklarda da gösteriler ve şiddet eylemleri başladı. Sığınmacıların evleri yakıldı, eşyaları dağıtıldı, insanlar dövüldü. Başlangıçta Suriyeli olan kişilere karşı olan bu nefret eylemleri, ilerleyen günlerde diğer ülkelerden gelen sığınmacılar için de benzer durumlar ortaya koydu. Ortaya şiddetin bol olduğu eylemler ortaya çıkınca bunlara tepki gösteren insanlar da hedef haline geldi. Mülteci ve sığınmacıları savunan veya şiddeti onaylamayan insanlar vatan haini olarak ilan edildi.
Tüm bu olayların başlangıcında sığınmacılar tarafından öldürülen veya tacize uğrayan insanların yaşadıkları sosyal medyada ve televizyonda yayınlanmasıyla başladı. Bu insanlar hedef olarak gösterildi. Sonrasında düşmanca söylemler ve eylemler başladı. Nedenleri sorgulandığında mültecilerin bizden daha iyi şartlarda ve maddi olarak bizden daha rahat yaşamaları gösterildi. Peki gerçekten böyle miydi? Taciz ve ölüm olaylarına baktığımızda bizim kendi vatandaşlarımız bu eylemleri gerçekleştirdiğinde gerçekten adil bir şekilde yargılanıp ceza alabiliyor muydu? Kadın cinayetleri ve taciz edilme olaylarının kaçında bu suçu işleyenler gerçekten ceza alıyor? İyi hal indiriminden yararlanıp takım elbiseleri ile mahkeme salonlarından elleri kollarını sallayarak çıkmadılar mı? 
Vatandaş olarak haklarımızı korumak isterken acaba bunu yanlış kişilere karşı tepki gösteriyor olabilir miyiz? Sığınmacı veya mülteci politikaları göz önüne alındığında ülkemize gelen kişilerin planlama yapılmadan ve hiçbir istihdam sağlanmadan kapılarımız sonuna kadar açtık. Bu sığınmacı politikalarına oldukça ters bir planlamaydı. Ülkemize gelen sığınmacıların geçmiş suç kayıtlarına bakılmadan ve hiçbir kayıt tutulmadan ülkemizde yaşamaya başladılar. Bir dönem doğudaki sınırlarımızda yürüyerek ülkemize giren yüzlerce kişinin videolarını izlemedik mi? Bu durum izlenen iktidar politikalarının yanlış olduğunu bize göstermesi ve iktidara tepki göstermemize neden olması gerekirken, bizler yine birbirimize düşmeye başladık. Kendi ülkemizde mülteci gibi yaşamaya başladık. Yaşadığımız ekonomik koşullar her geçen gün kötüye giderken hala televizyonlarda ekonomimizin iyi olduğuna dair açıklamalar dinlemeye başladık. Bunlara inanmayı tercih edenlerimiz vardı. Çünkü kolay yol buydu. Ancak bu noktada bizi birbirimize düşürüp kenardan izleyen iktidarımıza yüzümüzü çevirmemiz gerekiyor. Sığınmacılara karşı gösterdiğimiz tepkiyi asıl sahibine yani yöneticilere göstermemiz gerekiyor. Yaşadığımız olumsuz durumların, suçların cezasız kalmasının, haklarımızı elde edemememizin sebebi izlenen politikalardır. Politikalar değişmedikçe biz kendi ülkemizin vatandaşı olarak değil mülteci veya sığınmacı gibi hissetmeye devam edeceğiz. Ötekileştirmeler ve şiddet dolu eylemler devam ettiği sürece bu olaylardan kazançlı biz çıkımayacağız.