Turizmde işler yolunda değil.

Rakiplerimize göre otellerimiz daha ucuz olmasına rağmen.

Bu yıl, Almanların Yunanistan'a olan talebi, Türkiye olandan iki kat fazlaymış. 

Fiyatlar düşüyor.

Talep aynı oranda artmıyor.

Oteller para kazanmıyor. 

Esnaf para kazanmıyor.

Tur operatörleri ise paket turlardan kazanmadıklarını, bölgeye getirdikleri turistlere sattıkları şehir turlarından para kazandıklarını ifade ediyorlar.

Bu kadar kaybedenin olduğu yerde turistte kazanmaz.

Bütün işletmeler günü birlik sorunlarının derdine düşer

Hizmet kalitesi azalır.

Memnuniyetsizlik alır başını gider.

Söyle bir düşünelim, ne yapabiliriz.

Her şey dahil paketi alıp otele yerleşen turistin daha fazla para harcamasını nasıl sağlayabiliriz.

Yani turisti otel dışına nasıl çıkarabiliriz.

Alanya’ya gelen turistlerin çoğu şehir merkezini görmeden ülkelerine gidiyorlar.

Alanya kalesinin ziyaretçi sayısına bakarsak 500 binleri bulmuyor.

Alanya’nın şehir merkezini ve sahip olduğu tarihi kültürel ve doğal zenginliklerini yeterince turistin ziyaret etmesini sağlayamıyoruz.

Turisti otelden çıkaramıyoruz.

Çıkarsa da acente rehberlerinin sattığı turlara gidiyorlar. 

Bu durumda turist otelde fazla vakit geçirdiği için, otellerin maliyetleri de artıyor.

Şehir merkezine fazla turist gitmediği için şehir esnafı şikâyet ediyor.

Bunun yanında otellerin alışveriş merkezi gibi olması da başka bir mesele.

Aslında oteller ile şehir esnafı arasında gizli bir savaş olduğunu söyleyebiliriz.

 **

Turist, diyelim ki ailesi ile şehre gidip vakit geçirmek istese

kaldığı otelin resepsiyon görevlisinden şehrin haritasını istese.

Alabilir mi?  

Hayır. 

Diyelim ki, şehre ailesi ile gitmek için otel ile şehir arasında toplu taşıma araçlarının gidiş ve geliş saatlerini öğrenmek istese.

Yazılı bir bilgiye ulaşabilir mi?..

Hayır.

Şehrin sunduğu imkânları içeren bir broşür istese alabilir mi?

Hayır.

O zaman kendimize bir soralım.

Turiste bir harita, bir broşür veremiyorsak…

Turistin, bilmediği bir ülkede nasıl olurda ailesi ile kendini güvende hissedip daha fazla para harcamak için otelden çıkmasını bekleriz.

**

Sorunu tespit edip bir proje önermeden olmaz.

Oteller lobilerinde bir Alanya kösesi yapsa.

Turist, ziyaret edebileceği gezilecek tarihi, doğal güzellikleri, çarşıları ve diğer cazibe merkezlerini görse. 

Hatta ekranda Alanya tanıtım videosu dönse.

Bunun yanında içerisinde alışveriş merkezleri, kültür sanat etkinlikleri, barlar, restoranlar, gece hayatı ile toplu ulaşım bilgileri gibi konuları içeren bir broşür verebilsek. 

Yani eşeğin aklına karpuz kabuğunu getirsek.

İyi olmaz mı?

Bu sayede, oteldeki turistlerin bir kısmının bireysel olarak otel dışına çıkmasını teşvik etsek.

Kim kazanır?

Otel yönetimi, yeme içme maliyetini düşürdüğü için.

Çarşı esnafı, şehre daha fazla turist geldiği için.

Toplu taşıma esnafı, daha fazla yolcu taşıyacağı için.

Kazanırlar.

Turist, daha fazla para harcadığı için ülke ekonomisi kazanır. 

Bu projeyi kim istemez. 

Bu projeyi konuştuğum turizmcilerden gelen ilk tepki şu oldu:

‘Proje doğru ama turizm acenteleri buna olumsuz bakar’.

Çünkü onlar getirdiği turisti kimseyle paylaşmak istemez.

Rehberlerinin sattığı turlara olan ilginin azalacağını düşünür.

Artık bir yol ayrımındayız,  turist sayısının azaldığı, karlılıkların düştüğü bu günlerde şehrimize gelen turistin daha fazla para harcamasını sağlamalıyız.

Acentelerin hep benim olsun anlayışına son vermeliyiz.