Kasım ayı tüm duyguları yaşayabildiğimiz nadir aylardan birisidir. Kasım ayının ikinci haftası hüzün ve özlem ile geçerken, son haftası şükran ve minnet ile geçmektedir. Kasım ayının başında liderimizi, başöğretmenimizi kaybetmenin acısını her geçen yıl içimizde yeniden yaşıyoruz. Ancak son haftada şimdinin, bugünün öğretmenlerini anmaya başlıyoruz. Onların gününü kutluyoruz. 
Öğretmenliği bir fidan yetiştirmeye benzetirler hep. Nasıl ki bir fidana yeterince güneş ve su vermeniz, ilgi göstermeniz gerekiyorsa aynı şekilde öğrencilere de öğretmenler aynı özveri ile yaklaşır. Evden ilk ayrıldığımız süreçte bizlere yol gösterici olan öğretmenlerimiz, öğrencilik hayatımızın ilerleyen yıllarında da bizlere destek olmaya devam etmektedir. 
Bir öğretmen düşünün, çocukları ailesinden daha iyi tanıyor. Bir öğretmen düşünün, çocuğun en zor zamanlarında ona destek oluyor. Bir öğretmen düşünün, çocukların başarılarıyla mutlu olup onlarla gurur duyuyor. Bir öğretmen düşünün, çocuklar hastalandığında onlara kendi çocuğuymuş gibi yaklaşıp ona yarımcı olmaya çalışıyor. Bir öğretmen düşünün, ülkenin neresinde olursa olsun kısıtlı imkanlarla mucizeler yaratabiliyor. Bir öğretmen düşünün, çocuklara verdiği destekle birlikte yıllar sonra hatırlanmaya devam ediliyor. Bir öğretmen düşünün, çocuğun geleceğini şekillendiriyor ve ona her daim ışık oluyor. Öğretmenliği çocuklar mezun olunca bırakmıyor, aklının bir köşesinde her öğrencisini ayrı ayrı hatırlıyor.
Öğretmenliği bir fidan yetiştirmekten çok güneş olmaya benzetiyorum. İçinde bulunduğu ortamı aydınlatan ve ışığı hiç sönmeyen, sınırları aşabilen bir güneş bu. Her karanlığa düştüğünüzde sizin elinizden tutup yola devam edebilmenize ve aydınlık güneşli günleri bulabilmenizi sağlayan bir güneş. 
Hayatımızda artık her şeyi internetten öğrenebiliyor olsak bile hepimizin hayatına dokunmuş ve unutmadığımız öğretmenlerimiz vardır. Bu kişi belki ilkokul, belki ortaokul, belki lise, belki de üniversitede tanıdığımız öğretmenlerimiz olabilir. Her nerede tanışırsak tanışalım tüm öğretmenlerin ortak bir noktası vardır. Öyle ya da böyle, bir şekilde en az bir öğrencinin hayatına dokunmuş ve onun hayatını değiştirmiştir. Ayrıca tüm bu öğretmenler Başöğretmen Atatürk’ün açtığı yolda onun ilkelerini devam ettirmiştir.
Eğitimin önemini yeniden düşündüğümüz bu günlerde öğretmenlerin cahillik ve ilkellikle savaşı devam etmektedir. Atatürk der ki ‘’Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.’’. Cehaletin düşmanı ve mücadelecisi olan tüm öğretmenlerimizin gününü kutlar, güneşli günlerimizin hiç sönmeden devam etmemesini temenni ederim.