"Şu mektepler olmasa, Maarif’i ne güzel idare ederdim" diyen Maarif Nazırı’ndan "Şu odalar olmasa memleketi ne güzel idare ederdik” diyen bir iktidara evrildik.
  
Son günlerde iktidar Mimarlar Odası’na, barolara, Türk Tabipler Birliği’ne fena halde taktı. Haklılık payı da yok değil. Mimarlar Odası’nın eline fırsat geçse Sayın Cumhurbaşkanı’mızı gecekonduda yaşamaya mahkum eder. Dünya devi olma yolunda koşar adım, hızla yükselen ülkemin itibarını hiç düşünmezler. "İtibarda tasarruf olmaz" bilmezler.

Temelleri atılan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, daha ilk günden kaçak inşaat demeye başladılar. Ardından inşaat tamamlandı. "Kaçak Saray” demeye başladılar. Bu öfke niye anlamadım. AK Parti’ye kaydını yaptır, sen de bir gün sarayda eğlenme şansını yakala. Görüyorsun hepimizin ortak malı.

Şimdilerde "Kanal İstanbul Projesi”ni dillerine dolamaya başladılar. Çevresi parsellenmiş, pazarlığı yapılmış, satışı gerçekleşmiş. Sizin nenize "pişmiş aşa su katmak?" Bu yüce millet bağrından çok mimarlar çıkardı ama hiçbiri padişah buyruğuna karşı gelmedi. Süleymaniye Camii şuraya, Sultan Ahmed Camii buraya yapılsın diyen padişah buyruğuna karşı, "Şehrin silüeti" bozulur demedi hiçbiri.

Görünen o ki iktidarın elinde tek seçenek kalıyor. Mimarlar Odası’nı ya kapatacak ya da bölüp "AK Mimarlar Odası”nı kurmak. Yalnız kuruluş yasası meclisten çıkarılırken kurucular sayısı düşük tutulsun. Yoksa yeterince kurucu sayısına erişilemeyebilir. İktidarımızın bir de başını ağrıtan Türk Barolar Birliği (TBB). Bunlar sürekli insan haklarından, yargının siyasallaşmasından, adaletin olmadığından söz eder. Bilmezler ki tek adamın yönettiği ülkelerde ne kadar adalet var, ne kadar hukuk var. Amaçları muhalefet olsun da nasıl olursa olsun.
İktidar kendisine muhalif olan baroları susturmak için çoklu baro sistemini meclisten geçirerek yasallaştırdı. Sonuç olarak İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde kurulacak olan ikinci baro için 2000 imzaya ulaşılamadı. En güzel cevabı da Atatürk’ten pek hoşlanmayan, Atatürk'e "virüs" diyebilecek kadar çirkinleşen Selman Öğüt verdi: "Bu ayıp bize yeter."
 
Bir de iktidarın rahatsız olduğu Türk Tabipler Birliği (TTB) var. TTB, pandemi süresince iktidarın paylaştığı hasta ve ölü sayısının daha yüksek olduğu, pandemi ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmadığı, bu arada çok sayıda sağlık çalışanının Korona virüse yakalanıp öldüğü ile ilgili uyarı niteliğinde yakalarına siyah bant takınca kıyamet koptu.
İktidarın yancısı derhal “TTB kapatılsın” dedi. Böyle bir günde neden dedi? Niçin dedi? Bir türlü anlaşılamadı. Olayın muhatabı TTB, yancıyı ciddiye alıp cevap bile vermedi. Sosyal medya geyikleri çok yaşlandığına, ne dediğini bilmediği üzerine paylaşımlarda bulundu. Şimdilerde "Kapatılsın" kampanyasını tek başına da olsa sürdürmeye çalışıyor. 
 
Sözün özü, iktidar odalar etliye sütlüye karışmasınlar, pişmiş aşa su katmasınlar itaat, biat, rahat etsinler demek istiyor.   
Siz de EDİVERİN GARİ.