Günümüzde teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Bu hızlı gelişme insanların hayatında köklü değişikliğe neden oldu. Sonuç olarak insanların alışkanlıklarında
farklılık gözlemlendi. İnsanların alışkanlıklarındaki değişimin temel nedeni, internetin artık hayatın her alanında var olmasıdır. Bu da sosyal hayatta bazı değişikliklere neden oldu.
Yüzlerce yıl içinde nesilden nesile aktarılan insanların davranışları da zamanla değişmeye başladı.

      Teknolojinin hızlı gelişimi mesafe kavramının anlamını azaltmış ve insanların birbirleriyle iletişim kurma biçimleri de değişmeye başlamıştır. Bugün kişi çevrimiçi iletişimi yüz yüze iletişime tercih ediyor. Bu etkileşim için karşısındaki kişinin duygularını anlamak, bu duyguları organize etmek, yönetmek ve ona ifade etmek gerekir. Günümüzde sosyal ağlar günlük hayatın hemen her alanını etkileyen önemli bir platform haline gelmiştir. Spordan sanata, ekonomiden siyasete, eğitimden modaya birçok farklı alanı etkileyen, gerektiğinde ülke gündemini belirleyen ve sadece toplumsal olaylara yön veren hayati güçtür. Bu nedenle insanlar sosyal medya sitelerinde profiller oluşturarak, içerik üreterek ve bilgi paylaşarak bu önemli platforma dahil olmaya çalışmaktadırlar. Bireyin bu önemli platformlara katılma isteği, internet bağımlılığı geliştirmesine neden olur.
   Sosyal medya bağımlılığı birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu
problemin başında bireylerin duygularını net bir şekilde ifade edememeleri gelmektedir. Duygular genel olarak tüm bireyler için ortak değildir. Kişiler bu duyguların yönetimi ve kullanımında farklılık gösterir.
Duygusal zeka, bireyin davranışına rehberlik eden ihtiyaçlar, dürtüler ve değer yargılarıyla ilgilenir. Bireyin çevresindekilerle olan ilişkisini ve kariyer başarısını belirlemede de önemli bir faktördür. Duygusal zekanın toplumdaki iletişimi artırabileceğine ve etkili bir ilişkiler ağı kurabileceğine inanılmaktadır. Duygusal zeka kavramı, sosyal bir role sahip olduğu ve zamanla gelişebilen bir beceri olduğu düşünüldüğünde çok önemli hale gelmektedir.

    Duygusal zeka, bireyin sosyolojik ve psikolojik durumuna bağlı olduğu için değiştirilebilir ve geliştirilebilir bir olgudur. İnternet bağımlılığında oldukça önemli bir faktör olan yalnızlık, düşük duygusal zeka ile ilişkili olabilir. Yani bireyin duygusal zekasının düşük olması duygularını ifade etmesine engel olur ve iletişim sorunları yaşar. Bu durum bağımlılığa yol açar.