Yine çok kavga, çok utanmazlık siyaset adına...

Çok gürültü yine her yerde…

Neden bu kadar gürültü yapıyorlar ki? Neden saygısızlar bu kadar insana?

Hiç olmazsa toprağın altında yatanlardan utansalar diyeceğim de, utanmıyorlar...

Yalanlar ile kuşatılmış ülke sanki ülkemiz... Canımız acıyor kalbimiz acıyor duymuyorlar, açları sefalet içinde yaşayanları görmek bilmek istemiyorlar...

Çok yalancılar ve çok ikiyüzlüler…

Keyifleri yerinde efendilerimizin... Din ticareti yapanların keyfi yerinde, umut pazarlayanların da...

Vuruluyoruz, kimin vurduğu belli değil, ölüyoruz öldürenler belli değil...

Ama çok yorulduk be İbrahim… Onların her birini ayrı ayrı taşımaktan çok yorulduk… Artık insinler sırtımızdan…

Hepsi kendi çıkarının kavgasını yapanlar, nerede durdukları, hangi partiden oldukları önemli değil...

Hangisi diyor, ahalinin yarısı perişan iken bizim bu kadar haklara sahip olmamız ayıp şeyler diye?

Kendi gömlekleri eskimesin isteyen bir sürü insan, adı milletvekili olan... 

Bir yığın bürokrat ve daha başka başka adamlar...

Şehirler can çekişmede, binalar bir bir dökülmede ve dolandırıcılar el ele yine bir yerlerde...

Kimse suçu günahı kabullenmiyor. Suçlu kim o zaman?

İnan İbrahim...

İnan ben bu adamlardan, bu siyasetçilerden, bu din pazarlayıcısı kişilerden, hattat durmadan ahlaktan şundan bundan söz edenlerden korkuyorum...

Dünyayı Tanrı edinenlerden korkuyorum... Dağları işgal edenler kimler, denizleri işgal edenler kimler?

Neden korkmayalım bu kişilerden, çünkü utanma duygularını kaybetmişler... 

Korkuyorum yarınlarda ne olur diye? Hangi yasa ile hangi güzel yanlarımızı yok ederler diye korkuyorum...

Ülke yalnız kendilerinin sananlardan da, şehirleri kendilerinin mülkü sananlardan da korkuyorum... Serveti Tanrı edinen kim varsa korkuyorum hepsinden...

Çünkü onlar başkalarını fakirleri yoksulları işçileri kendilerinin kölesi sanıyorlar... Aşağılıyorlar kendilerinden aşağıda kim varsa...

İnsanın yüzüne bakmıyorlar, önemsemiyorlar insanı…

Çok fırtına, çok rüzgâr, çok kavga... Ne nezaket kaldı ne konuşma usulü...

İçimizde yüreğimizde kalbimizde gönlümüzde yas ve acı…

Ama bu gidiş iyi gidiş değil… Aydınlık bir yol değil bu yol… Bu kadar saltanat gösteriş bu ülkeyi yıkıma götürür…

Kendine iyi bak İbrahim…

Tanrıya dua etmeyi ihmal etme…

O kendine uzanan eli geri çevirmez…

Sevgili okuyucu anladın sen, İbrahim sensin…