İnsan yaşadığı zamanın şahididir. Gördüklerinin, duyduklarının şahididir ve çoğu zaman ortağıdır kimi suçların kimi günahların...

Yaptıklarından sorumlu olduğu kadar yapmadıklarında da sorumludur ve her iyiliğin karşılığı olduğu gibi her şerrin de karşılığı vardır diye inanır, iman ederiz...

Böyle denir kutsal kitapların her birinde, yönün nereye dönük olduğu çok önemli. Karanlığa mı, aydınlığa mı, geceye mi, gündüze mi?

Yönünün dönük olduğu yerdir senin yerin. Aydınlık istiyorsan bir ışık da sen yakacaksın aydınlık için... Birini karanlıktan çekip alacaksın, birini yoksulluktan birini uçurumun içinden birini adaletsizliğin içinden, başka birini zulmün içinden çekip almaya çalışacaksın, gücünün yettiği kadar...

Bizler için yüzünün Tanrı’ya dönük olması çok önemli. Yüzü Tanrı’ya dönük olanlar kıyametin varlığına, hesap gününün varlığına inanlardır. Merhamet sahibi olanlar… Her daim iyilik düşünenler...

İnanın bilerek inanarak yazıyorum bunları. Bazılarının “Sen rüyada mısın?” diyeceğini bile bile yazıyorum ve inanarak ediyorum her sözü... Ve yine hep aklımda Aziz İslam’ın “Kendi yapmadıklarınızı başkalarından yapmasını istemeyin” dediği de...

Kalbi deşilmiş sözler ediyorum doğru ama başka türlü de anlatılmıyor ki, anlatılması gereken bazı şeyler...

Mesela şimdi sizlere desem ki, “Kardeş, yoksulluk utanç getirir. Yoksul insanlara acır gibi bakmayın. Onlara yardım ederken onları utandırmayın. Zira onlar zaten yeterince utanç yaşıyorlar” desem yanlış sözler mi etmiş olurum?

Göstere göstere yapmayın yaptığınız iyilikleri... Ve unutmayın herkesin yaptığı iyilik kendinedir. Çünkü, “On verene ben bin veririm” diyen bir Allah’ımız var bizim...

Evet, yoksulluk utanç da getirir...

Hele bizim buralarda, sosyal yarışı kaybettiğin an, dışlanır-sın... Bakın ne diyorum şimdi, insanlar ahlaksızlığı bağışlayabiliyor, ama acizliği asla...

Ahlaksızların, hırsızların, talancıların, hak yiyenlerin itibar gördüğü bu düzende, yoksulluk, yoksul kalmışlar ayıplanıyor, işini bilmez kişiler olarak görülüyor...

Kimsenin aklına düşmüyor haksız kazançla, yalanla, talanla elde edilen kazançla zengin olmaktansa, yoksul kalmak daha izzetlidir, ama artık çoğumuz izzetli olmayı bile tercih eder değiliz...

Biliyorum ağır sözler bunlar ama demeye çalıştığım şey, yaşadığın zamanda bu kirlenmişliklerden uzak kalabilirsen insan kalabilirsin, merhametli kalabilirsin...

Bunu beceriyor olmak da çok kolay değil şimdilerde, herkesin yalana alıştığı Tanrı’yı bile kandırmaya çalıştığı zamanda...

Önce doğru yaşamayı seçeceksin. Önce iyilerden olmaya talip olacaksın. Önce kendin iyi olmak adına direneceksin. Sonra insanlara bir şeyler söyleme hakkın olsun...

Bir daha mı diyeyim, diyeyim o zaman... Beyaz adamlara, güç sahibi olanlara, makam sahibi olanlara yoldaş olmaya çalışmakla, onların sofrasında oturmayı şeref sanmakla olacak iş değil bunlar...

İnsan insan gibi yaşarsa, doğruya doğru, eğriye eğri, haksıza haksız derse ve susmazsa, gördüğü bildiği haksızlıklar karşısında güzel bir insandır...

Selamla kalın. İyilik içinde kalın...