Zamanın birinde köyün ağası, yeni işe aldığı çobana
100 adet koyunu teslim eder. Koyunları teslim ederken ağa, "Aman çoban koyunlara iyi göz kulak ol, sakın
ola kurda, kuşa koyunları kaptırmayasın" diyerek tembihlemeyi de unutmaz.
Çoban koyunlarla birlikte dağlara doğru yönelir. Aradan günler, haftalar, aylar geçer. Bir gün ağa konağının bahçesinde öğle yemeği yerken, çoban elinde bir koyun derisi ile çıkar gelir. Bunu gören ağa şaşkın bir ifade ile sorar: "Ne o çoban koyunlara bir şey mi oldu? Koyunlar nerede?"
Çoban sakin sakin anlatmaya başlar: "Sorma ağam, yağmur yağdı, gök çatladı, o anda 72'sinin ödü patladı. Önden gitti baş toklu, ardından gitti beş toklu. 10'unu verdim kasaba, 10'unu katma hesaba. Birisini kurt kaptı, birisinin de getirdim derisini" deyince. Bunu duyan ağa çıldırır, ne yapacağını bilemez, önünde duran yoğurt çanağını kaptığı gibi çobanın suratına yapıştırır. Suratı yoğurtla bembeyaz olan çoban, pişkin pişkin sırıtarak,
“İşte ağam hesabı düzgün verenin yüzü böyle ak pak olur” der.

"128 milyar dolar nerede?" afişlerinin Cumhurbaşkanı’na hakaret içeriyor diyerek savcılar tarafından yasaklandığı, emniyet güçleri tarafından, afişlerin duvarlardan indirildiği bir dönemde "128 milyar dolar nerede?" sorusuna yönelik AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin yaptığı açıklamalar bana her nedense yukarıda yazdığım Erzurum fıkrasını anımsattı.

Canikli'ye göre, bu dolarların bir kısmını ithalatçılar satın almış, bir kısmı ile özel sektör dış borçlarını ödemiş, büyük bir kısmını Türkiye’de yerleşik özel ve tüzel kişiler bankalardaki TL’yi bozdurarak dolar alıp yine bankalara dolar olarak yatırmışlar. Yani doların bir yere gittiği falan yok. Asıl önemlisi dışarıdan gelip dolar karşılığı TL alıp, sonradan tekrar gelip TL karşılığı dolar alanlar. Az miktarda da olsa (12 milyar dolar) yabancıların aldığı bu dolarlar yurt dışına çıkmış. Ayrıca doların yükselişe geçtiği dönemlerde doların fiyatını dizginlemek için piyasaya Merkez Bankası dolar pompalamış. Malumunuz arz talep meselesi piyasada bol olan bir şeye talep az olur fiyatı düşer. (Biz İktisat Fakültesi’ne başladığımız ilk yıl mikro ekonomi dersinde görmüştük. Ben bunu hıyar fiyatlarına indirgeyerek hep anlatırım. Kışın hıyarın fiyatı yükselir, yaz gelince hıyar piyasada bollaşır. Hıyar fiyatları da düşer.)

Bilmiyorum AK Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın açıklamalarından kaç kişi tatmin olmuştur. Bana göre komşu komşu meselesi. 
-    “Komşu komşu.”
-     “Hu hu.” 
-    “Oğlun geldi mi?” 
-    “Geldi.” 
-    “Ne getirdi?” 
-    “İncik boncuk.” 
-    “Kime kime?” 
-    “Sana bana.” 
-    “Başka kime?” 
-    “Kara kediye.” 
-    “Kedi nerede?” 
-    “Ağaca çıktı.” 
-    “Ağaç nerede?” 
-    “Balta kesti.” 
-    “Balta nerede?” 
-    “Suya düştü.” 
-    “Su nerede? 
-    “İnek içti.” 
-    “İnek nerede?” 
-    “Dağa kaçtı.” 
-    “Dağ nerede?” 
-    “Yandı bitti kül oldu.”
Gülücükler yüzünüzden hiç ama hiç eksilmesin.