İnsanın vah benim zavallı ülkem diye ağıt yakası geliyor olanları görünce... Çünkü kızmak istesek de, kızma hakkımızı kullandırmıyorlar bize, bu ülkede zayıflar güçlülere asla kızamaz gibi bir zalim anlayış var...
 İnsanlık öldü diyoruz, inandıramıyoruz kimselere... Ülke insanın yarısı büyük sıkıntılar içinde çocuklar aç, babalar üzgün Babalar çocuklarına mahcup diyoruz, duymuyorlar... 
Nerededeyse herkes  “Özellikle güç ve makam mevki sahipleri, beyaz adamlar” bir taksimat peşinde “hep bize hep bize” demekteler ve kendilerinin dışında başka insanların ne halde oldukları umurlarında değil... 
Sırtının devletin imkânlarına dayananların istek ve arzuları hiç bitmiyor... Mesela uzaktan eğitim filan diyorlar, ama öğretmen sendikaları girmedikleri ek ders ücreti peşinde...
Varsın açlar aç kalsın, hatta ölsünler... 
Pandamı nedeniyle camiler neredeyse boş, ama en kıyıdaki camiler de bile iki görevli,   sormuyorlar kendilerine aldıkları paranın helal olup olmadığını... 
Vatandaş evinin kirasını ödeyememiş, bebeğine süt alamamış, elektriği kesilmiş kimin umurunda?
Ama ahaliye helal kazançtan söz ediyorlar, ellerine tutuşturulmuş notlardan okuyarak...
Efendim neymiş Anayasa Mahkemesi Enis Berberoğlu için hak ihlali yapıldı demiş, şimdi onu tartışıyor siyaset, Cumhuriyet halk partililer beyefendini milletvekilliğinin iadesini istiyorlar... 
Hak ihlali yapılmış, milletvekilliği iade edilmeliymiş, kendi haklarını savunmaya gelince şahin kesiliyorlar...
Tamam, o zaman bizde bir soru soralım halktan biri olarak; Deniz Baykal beyefendinin Milletvekilliği ne olacak? Hiçbir iş yapmadan,  seçmeni için tek söz etmeden ve Meclise gitmeden, neden Milletvekilliği maaşı alıyor, yazık değil mi bu halka? 
Hata olduğunu, hatta iyi olmayacağı biline biline neden Milletvekili seçtirdiniz o insanı? Yemin etmeye bile gidemedi, neyin parası kendisine ödenen? Ve bu nasıl bir halkçı anlayış, bir yandan halk perişan ve sefalet içindeyken?
Elbette milletvekili seçildikten sonra itirazımız olmazdı, ama bile bile ortaya konulan bir tezgâh bu?
Yani kısacası ey ahali, ey ülkemin güzel insanları, gelen de vuruyor, giden de vuruyor ve sanki danışıklı bir dövüş yapıyorlar...
İyi insanların yaşamaya hakkı yokmuş gibi, yoksulların yaşamaya hakkı yokmuş gibi, davranıyorlar sanki...
Yazmaya söylemeye devam edeceğiz... Devam edeceğiz yoksulların yanında olmaya ve kendilerini şehrin sahipleri sanan beyaz adamlara “Yaptıklarının ayıp ve zulüm olduğunu hatırlatmaya...
Çok selam ile...