Şöyle bir uyusam diyorum ama Eshab-ı Kehf’de (1) anlatıldığı gibi yüzyıllarca süren  bir uyku olmasın. Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin dediği gibi kısacık (6 ay ) da   olmasın.

Uyandığım zaman Tek Adam rejimi yıkılmış Demokratik Parlamenter sisteme geçilmiş olsun. Uyandığım zaman   Siyasi Partiler Yasası değişmiş olsun. Halk kendi milletvekilini kendi seçsin. Artık seçilecek milletvekili adaylarını  parti genel  başkanları belirlemesin, dolayısı ile parti genel başkanlarına yaltaklanma dönemi sona ermiş olsun. Seçim barajı kaldırılmış, mecliste her düşünce temsil edilme olanağına kavuşmuş olsun.

 Uyandığım zaman en çok görmek istediğim, siyasal iktidarın baskısından kurtulmuş, uydurma iddianamelerle muhalefetin susturulmaya çalışılmadığı, tamamen bağımsız uluslararası hukuku hiçe saymayan, evrensel hukuk kurallarına saygılı bir yargı görmek isterdim.

Uyandığım zaman YÖK kaldırılmış, üniversitelerimiz özerkliğine kavuşmuş. Kendi rektörlerini, dekanlarını en demokratik şekilde kendilerinin seçtiği, medrese mantalitesi bir yana bırakılmış, öğrenciler, hocalar amfide,  kampüste bilim adına her şeyi tartışıyorlar. Üniversiteler arası akademik sıralamada ilk beş yüze giremeyen üniversitelerimiz, ilk yüze girer olmuş.

Uyandığım zaman en çok görmek istediklerimden birisi de işin ehline verilir olması.  Atamalarda liyakatin dikkate alınması. Şeffaf olmak, denetlenebilir olmak, halkın ödediği verginin nereye harcandığının hesabını yöneticilerden sorabilmesi. Siyasetin rant kapısı olarak görülmemesi.

Uyandığım zaman rant uğruna yok ettiğimiz ormanların, derelerin, göllerin, denizlerin talan edilişine nasıl dur denildiğini görmek isterdim. Özgürce büyüyen çam ağaçlarının havası ile ciğerlerimi doldurmak, derelerde yalpır yalpır yüzen alabalıkları seyretmek isterdim.

Çok şey mi hayal ediyorum yoksa? Ama olsun Hayali Bile Cihana Değer.

 (1) Eshab-ı Kehf; Yedi Uyurlar. Bir grup genç putları inkar ederek imparatora baş kaldırır. İmparator gençleri idama mahkum eder. Gençler şehri terk ederek bir mağaraya sığınırlar. İmparator mağaranın giriş  kapısına duvar ördürerek gençleri mağarada ölüme terk eder. Gençler  yüzlerce yıl sonra uyanırlar. İçlerinden birisi ekmek almak için şehre gönderilir. Elindeki paranın yüzlerce yıl önce kullanılan para olduğu ortaya çıkınca iş anlaşılır.