Değerli okurlar.
Toplum olarak.
İstisnasız her alanda.
Yalpalayıp durmamız bir yana,
Bir ileri iki geri gidip geliyoruz.
Daha doğrusu.
Harakiri yapmakla ya da oturduğumuz dalı kesmekle meşgulüz.
Sosyal şizofreniyi bırakın, delirdik mi ne?
Her gün birkaç kadın cinayeti işleniyor.
Fındık kabuğunu doldurmayan çelişkiler yüzünden, yan baktın, yol vermedin diyerek silahlar konuşturulup, kanlar akıtılıp, canlar alınıyor.
Soygunlar, vurgunlar artık sıradan vakalar haline geldi.
Hele hele, adamın oğlunu alıp ormana götürüp Allah’a kurban etmeye kalkıp, boynundan kesmesi yok mu, artık bu işin camı cimi kalmadı.
Biz deliriyoruz gibi geliyor bana!
Tüm bu bireysel rezillikler yüzünden hapishaneler dolup taştığı için midir nedir, kimi suçlardan dolayı yakalananlar mahkum edilmeyip, denetimli salıverme şeklinde piyasada boy göstermeye devam ediyorlar.
Beni en çok korkutan ise.
Dogmaların, cehaletin ya da dangalaklığın ve ukalalığın etkisiyle, “Bana bir şey olmaz.” “Acı patlıcanı kırağı çalmaz.” “Kaderde ne varsa o olur.” diyerek, yetkililerin tüm uyarılarına rağmen, hala korana virüse meydan okuyan beyinsizler yüzünden her gün yüzlerce insanımızı kaybetmeye devam ediyoruz.
Çok daha önemlisi ise, 
Bir yılı aşkın süredir, iş yerlerinin kapanması nedeniyle on binlerce insanımız işini kaybederken, bir o kadar da küçük, büyük esnaf iş yerini kapatmak zorunda kalmış durumda.
Ülke ve ülke insanı olarak,
Böylesine bir kaosun içinde boğuşup dururken.
Bu sorumsuz ve de duyarsızların kurallara uymamaya devam etmeleri yüzünden, salgının önüne geçme çabalarımız yeterince başarıya ulaşmıyor.
Ülke genelinde iller ve bölgelerin risk durumu ekranlara taşındığı halde.
Mavi bölgeler normalleşmeye yelken açarken, sarıların, turuncuların, kırmızıların renk değiştirerek normalleşmeye dönük en küçük çaba sarf etmemeleri ise düşündürücü.
Umarım.
Alanya olarak, biran önce, bukalemun gibi davranıp, rengimizi  turuncudan maviye çevirme akılcılığına yelken açıp, hep birlikte kurallara uyma iradesini gösteririz…