Efendiler ülkenin idarecileri güç ve makam yetki sahipleri yeniden bir daha anlaşıldı ki, söylendiği gibi çok iyi şeyler yapılmamış olduğunu gözlerimizle bir daha gördük, siz görmüyorsanız biz ne yapalım, halk ne yapsın?
 Gördük ki insanımızın en az yarısı yoksulluğun çaresizliğin pençesine terk edildi, ne denirse densin gerçeklerin üstüne örtmeye yetmiyor... Kimi beyaz adamların keyfi yerindeyse de, insanımızın çoğu büyük sıkıntılar içinde...
Evinde ısınamayanlar üşüyen çocuklar hatta aç çocuklar, çaresiz gözleri acı yüklü anneler zaman zaman ölümü intiharı düşünen...
Bunları yok saymakla yok olmuyor, çaresizlik açlık korkusu ev kirasını ödeyememe endişesi insanların ruh dünyalarının korkusu haline aldı...
Üşüyen insanların çocukların yalnız bedenleri değil, ruhları da üşür oldu... Her geçen gün umudu azalıyor insanımızın çoğunun... Bilek çoğunun diyorum, çünkü belli bir kısmı keyiflerince yaşıyorlar, mesela varsıl kişiler servet sahiplerinin arayıp da bulamadığı günler...
Ve bir daha söyleyelim, halk bu kadar sıkıntı yoksullukla baş edemez, baş edecek gücü kalmadı, artık yüzü gülmeyen tebessüm etmeyen bireyler haline gelindi...
Elbette bu kötü gidişatın baş sorumlusu 20 yıldır iktidarda olan parti yani hükümet, ulamaya sorsan kendilerinin masum olmadığı, hatta günahlarının büyük olduğunu söyler...
Gerçi Allah için doğru söyleyen ulama da yok artık ülkede, herkes gibi onlar da güçlünün yanında onları alkışlamayı seçtiler...
Ve efendiler sizler böyle günlerde bile birbirinizle kavga etmeyi sen o suçlu bu suçlu demeyi seçtiniz, yani kendi çıkarınızı istikbalinizi yarınınız güvene almayı seçtiniz... Mesela şimdi İstanbul’u kar vurdu ya, sizler kavga ediyorsunuz ya birbirinizle...
Ya deprem vursaydı ya binlerce ev yıkılsa on binlerce insan yıkımların altında kalsaydı ne olacaktı yine mi kavga edecektiniz, yazık...
Ey halkım bunların hiç birine hakkını helal etme derim, ne olur sesimi duy... Çünkü bunlar bütün güç makam yetki sahipleri senin paranı talan eden insanlar genelde... Şu notu da, düşmüş olayım böyle bir günde İstanbul Belediye Başkanın balık yemeye gitmesi en hafif ifade ile çok büyük ayıp utanmazlık İstanbul halkına yapılan saygısızlık...
Özellikle siyasetçilere Belediye Başkanlarına sunulan imkânın en az yarısı ellerinden geri alınmalı... Ülke insanın sahip olmadığı hakların onlara böyle fütursuzca sunulur olması halkın hakkını gasptır, kimse söylemese de biz söylemiş olalım...
Mesela Milletvekillerine tanınan haklar pahalı makam arabalar bir kaç danışman sekreter şoför, hayır bu kadarını hak etmiyorlar... Partilere yapılan seçim yardımları bu halkın emeğine el koymaktır... Halk olarak bize sorulan şeyler değildir ve bunları onaylamıyoruz...
Yine mesela Belediye Başkanlarına sunulan imkânlar verilen sınırsız haklar, birkaç yerde Başkanlık binaları, hak ediyorlar mı? Ve şehir ahalisinin haberi var mı olup bitenlerden, neden olmaz... Haltan saklı halkın onayı olmayan her imkân harcama bir gasptır...
Ülke bu kadar zengin değil, eğer zenginse neden yarımızdan çoğu sefalet içinde? Ey halkım hadi hep birlikte hakkımız haram olsun diyelim...
Hakkımız haram olsun...