Değerli okurlar.
Sık, sık “Hak-Hukuk-Adalet” deyip duruyoruz.
Toplumsal yani genel yapılanmamızda, ya da bireysel ilişkilerimizde, hak, hukuk ve adalet konusunda yeterince titiz miyiz?
Bana göre.
Hak getire, hatta hikaye!
Tabii ki, olaya bireysel açıdan baktığımızda, istisna da olsa, bu konuda titiz davranan bir sürü örnek gösterebileceğimiz insanlar vardır.
Amma velakin, genelleme yaparsak, insanlar kendileri için istedikleri bir sürü güzelliği, hak, hukuk ve adaleti, diğer insanlar ve de canlılar için de istiyorlar mı?
Maalesef hayır.
İşin çok daha çarpıcı yanı ise, doğanın yani dünyanın ve evrenin doğal yapısı “hak, hukuk ve adalet” ilkeleri üzerine mi yapılandırılmış ya da yaratılmış?
Evreni bir kenara bırakıp, sadece dünyayı ele alırsak.
Tüm canlı varlıkların yani, doğanın doğal dengesi, salt acımasızlık üzerine kurulmuş.
Bütün canlılar, birbirlerini yiyerek hayatta kalabiliyorlar.
Çıplak gözle göremediğimiz bir sürü canlı organizma, bir diğer canlıya nüfuz ederek onu öldürerek yaşamlarını sürdürüyor.
Aslında bu konuyu bir uzmanın ele alması çok daha aydınlatıcı olur.
Örnekleme yaparsak, büyük balıklar küçük balıkları, aslan, kaplan kurt gibi yırtıcı hayvanlar da, geyik, koyun, inek öküz gibi büyük baş hayvanları yiyorlar.
Denge yani popülasyon nasıl mı sağlanıyor?
Gayet açık.
Güçlülerin sayısı az, güçsüzlerin sayısı fazla oluyor. 
Bu da üreme şekliyle belirleniyor.
Ama bizim dinsel inançlarımıza göre sorarsanız, “Yaradan tüm canlıları bizim için yarattı” deyip işin içinden çıkıyoruz.
Krona virüs başta olmak üzere, bütün ölümcül mikroplar, aslanlar kaplanlar yani tüm yırtıcılar da bizi bir yerde yakaladıklarında, bizim de kendileri için yaratıldığını rahatlıkla iddia edebilirler.
İnsanın da doğasında acımasızlık var.
Bütün canlılar doğada hem av hem avcı konumunda.
Herkes, avlanmaktan kurtulup avlanabildikleri sürece hayatta kalabiliyorlar.
Özetlersek.
Doğanın adaleti ve hukuku, adaletin ve hukukun üstünlüğüne değil, üstün olup olmamalarına bağlı.
Bakın bir düşünür ne demiş:
“Bir canlının yaşama kabiliyeti; yaşama olanaklarını elde edebilme kabiliyeti ile onları, aynı yaşama olanaklarına ihtiyaç duyan diğer canlıların yağmalama girişimlerinden koruyabilme kabiliyetinin toplamıdır.”
Son yıllarda, ülkemizdeki cinayetleri, soygun ve vurgunları, fındıkkabuğunu doldurmayan basit şeyler yüzünden yapılan kavgaları hatta insanlık dışı dediğimiz vahşilikteki cinayetleri bir düşünün!