Kaybettik ceylan gözlüm, bile bile göre göre kaybettik...

Keşke bunları yazarak yüzleşmeseydim seninle, söylemek zorundayım, kurtuluş vapuru çoktan kalktı...

Seni kendi gemisine çağıranların ötekilerden farkı olmayanlar, paralı ve züppe âşıklar gibi hepsi, bunu n zaman anlayacaksın?  Önce kalbimizi kaybettik veya kirlettik, sevmeyi âşık olmayı unuttuk veya unutturdular, bindiğimiz atların tırnakları koptu bizi taşımaktan acımadık...

Hatırla önce topraklarını aldılar elinden, eski evlerin annenin babanın ayak izlerin hatırlarını, ya da sen gönüllü verdin, bilmeden neden verdiğini...

Sahi neden verdin? Sonra bağları bahçeleri talan ettin, ettirdin birkaç günlük hayatı servet sahibi olarak yaşamak için, hem de hiçbir garanti belgen yokken...

Ne ağlamaya hakkın var, ne ağıt yakmaya... Sen bütün haklarını çoktan kaybettin, yeni fark ettiysen çok geç kaldın...

Kendi kendimizin zalimi haini olduk, bunu biliyor musun? Hadi hatırla, biz türkülerimizden vazgeçtik, peki karşılığında aldığını ne hiç düşündün mü? Her türkü bir dağdır, yıkılmayan bir aşk sarılmaya doyamadığın anne, yolunu beklediğin bir baba, ama sen bile bile vazgeçtin bunlardan...

Kendi yüzümüzü kendimiz eğdirdik, hadi kabul et...

Yahu biz dinimizden dilimizden vazgeçenler olduk, olmadık mı? Kaybettiğin şeylerin karşılığında neyin sahibi olduğunu bile bilmiyorsun, hadi söyle vazgeçtiğin güzelliklerin tarlaların bağların bahçelerin kuş seslerinin çocuk seslerinin karşılığında ne aldın, ne aldık...

Oturup bir sor kendine, cevabı var mı? Tanrıya inandığını söyledin, ama çoktan vazgeçmiştin Tanrıdan, çünkü kendine yeni Tanrılar edindin, senden çok şey isteyen tanrılar...

Oysa terk ettiğin vazgeçtiğin arana mesafe koyduğun Tanrı senden hiçbir şey istemeyendi... Gökyüzüne değdirmeye çalıştığınız binalar Tanrı edinmekten başka ne...

Banka hesaplarına inandığının binde biri kadar bile inanmadın ayetlere, ama inanır numarası yapmaktan da vazgeçmedin...

Hepsini sevmeyi onlara saygı duymayı hürmet etmeyi asıl Tanrının önüne geçirdin...

Ne yazık ki senin onları Tanrı edinmen onların da nefsine hoş geldi ve hep Tanrı gibi dolaştılar sokaklarda...

Yani hani kendim ettim kendim buldum sözü var ya, aynen işte... Kendi suçlarımızın günahlarımızın geri dönüşü yaşananlar...