Birileri duymayacak, duymak istemeyecek, ama biz söylemeye devam edelim... Ey insanlar, ey şehir ahalisi, sağcılar solcular ve genç insanlar “gece gündüz fark etmez” gürültü etmekte bir zulümdür insanlara, gökyüzüne yeryüzüne ve beklediğimiz umuda yapılan...
Özellikler kuşlara yapılan büyük bir zulümdür... Zira siz gürültü yaptıkça kuşlar korkuyor, hani ödüm patladı denir ya, kuşların ödü patlıyor gürültüden...
Yapmayın...
Sizin yaptığınız bu gürültü, geceleri en son sesle çaldığınız müzik, benzeri şeyler hayatın kurallarına uygun değildir,  bütün kutsal metinler bunu zulüm, v terbiyesizlik hatta ahlak dışı davranışlar olarak tanımlar...
İnsanların hayatını zehir etmektir gürültü etmek, başka canlıları korkutmaktır, mesela sokak hayvanlarını kedileri ve benzeri canlıları...
Peki, ne hakkınız var buna? Bu nasıl bir aymazlık ahlaksızlık görgüsüzlük kabalık bencillik, sahi sizlerin hiç mi utanmazlığı kalmadı da, bu eylemleri icra etmeye devam ediyorsunuz gece gündüz?
Neden hiç Rahman aklınıza düşmez?
Beşikteki bebeleri korkutan merhamet yoksunu kişilersiniz işte... Ağaçların kalbini kırıyorsunuz, çünkü sizin ağaç diye adlandırdığınız o canlılar da etkilenir gürültüden, isterse gidin sorun bir bilene...
Gürültü yapmak haram işlemek gibidir, çünkü kul hakkına tecavüz ediyorsunuz, insanların kalbini acıtıyorsunuz, şehrin ruhunu incitiyorsunuz...
Gürültü etmek insanlara sokaklara caddelere kuşlara çocuklara yapılan kötülüklerin en başında gelen kötülüklerdendir...
Ve buradan özellikle iki kuruma sözümüz ricamız hatta yalvarmamız olsun...
BİR; Kentin müftüsüne... Ne olur ne olur, gerçekten ne olur durmadan konuşup durduğunuz konuların dışına çıkarak bu konulardan da söz edin, mesela bunun kul hakkı olduğunu dillendirin, zulüm olduğunu haram olduğunu söyleyin...
Ettiğiniz vaazlar da okunan hutbeler de bunlardan da anlatın halka... Zira gerçekten her gün daha çok çoğalıyor bu zorbaların sayısı... Bunlar namaz kılsa ne olur cumaya gelse ne olur, insan olmayı tercih edemeyenler, Müslüman olmayı tercih etseler ne olur?
İnsan hakkı diyorum kul hakkı diyorum, gecelerimizi gündüzlerimizi çok kötü kirletiyorlar, hastalar yaşlılar sıkıntısı olanların canı çok acıyor, diyorum...
İKİ; Kentin emniyet müdürlüğüne... Bu bir şikâyettir, hatta bir yalvarma dır, bu bizi bu kişilerin şerrinden gürültüsünden utanmazlığından kurtarın... 
Başkaca söz bulamıyorum, bizi bu kişilerin şerrinden utanmazlığından vicdansızlığından kurtarın...
Bizim gördüklerimizi siz nasıl görmüyorsunuz deyip sizleri üzmek istemem... Gerçekten dayanılacak hal kalmadı... Özellikle geceleri çıkardıkları gürültüleri müzik seslerini eksoz bağırtmaları duyunca aklıma ilk düşen soru “Ne oldu da bu ülkenin insanı bu kadar çürüdü” sorusu oluyor...
Ne olur bir şeyler yapın...