Canlıların yaşamını sürdürebilmesi için çok gerekli olan güneş ışınlarının birçok faydalı ve zararlı etkileri vardır. Güneş önemli bir D vitamini kaynağı olmasının yanında ruhsal açıdan rahatlatıcı, ayrıca bazı deri hastalıklarını tedavi edici özelliğe de sahiptir. Ancak toplumda gözardı edilen bazı zararlı etkileri, onarılamayan hasarlar meydana getirebilir. Erken cilt yaşlanması, lekelenmeler, kılcal damar genişlemeleri, cilt kanseri gelişimi, katarakt oluşumu bunlardan en bilinenleridir. Bu nedenle güneşin zararlı etkilerinden hasar almadan nasıl korunacağımızı öğrenmeli, doğru bilinen yanlışları gözden geçirmeliyiz.

“Tatile gitmeden önce hafif bronzlaşma beni deri kanserinden korur”: YANLIŞ!

Bronzlaşma cihazları dışarıda maruz kaldığımız UV radyasyonundan çok daha fazla zararlıdır. Normal güneş ışığından 2-4 kat fazla UV radyasyonu yayarlar. Bu da deride daha derine işleyerek daha fazla DNA hasarı ve daha yüksek deri kanseri riski  demektir. Bronzlaşma cihazı ile elde edilen hafif bronzluk sadece SPF 3-4 kadar bir koruma sağlar. Bu da bizim önerdiğimiz minimum SPF 30 değerinin oldukça altındadır. Ayrıca ister güneşle olsun ister solaryumla hiçbir şekilde bronzlaşmayı önermiyoruz.

“UV maruziyetinin yüzde 80’inin 18 yaş altında olduğunu duydum. 50’li yaşlardan sonra güneşten korumaya gerek yok”: YANLIŞ! 

Koyu tenli olanların güneşten korunması gerekmez: YANLIŞ!

Bulutlu havalarda ve gölgede güneşten korunmaya gerek yok: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Bulutlar zannedildiği gibi UV radyasyonunu bloke etmez. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, UV radyasyonunun yüzde 80'i bulutlardan geçerek yeryüzüne ulaşır. Bu nedenle bulutlu havalarda ve gölgede de güneş koruyucu kullanmak gerekiyor. Toplumumuzda güneş ışınlarının öğleden sonra dik gelmediği zamanlarda zararlı olmadığı düşünülürken, bu bilgi gerçeği yansıtmıyor. Bu nedenle güneşten korunmaya yönelik önlemleri almadan dışarı çıkmamak ve güneş ışınlarının yoğun olduğu 10-16 arası güneşe maruz kalmamak gerekiyor. 

Güneş koruyucular zararlıdır: YANLIŞ!

DOĞRUSU:Toplumda güneş koruyucularla ilgili, özellikle deriden emilip kan dolaşımına karışıp organlara zarar vereceği ve hormonal etkileri olduğuna dair gerçeği yansıtmayan bazı çekinceler bulunuyor. Yapılan araştırmalarda bunları kanıtlayan bir bulguya rastlanılmamıştır. Bazı güneş koruyucuların içeriğindeki bir maddeye alerjisi olanlarda kaşıntılı döküntülere rastlanılabilir.” diyor. Güneşin zararlı ışınlarına karşın, alerjik etki yapmayan güneş kremlerinin vücudun açıkta olan her yerine, arada boşluk bırakmadan sürülmesi gerektiğini belirten Dr. Belma Bayraktar şöyle konuşuyor: “Pratik bir tarifle; ortalama bir erişkinde vücut için 2-3 yemek kaşığı, yüz ve boyun için 1-2 çay kaşığı kadar uygulama yeterlidir. Yüzme, terleme sonrası tekrar etmek gerekir. Herhangi bir aktivite olmazsa sekiz saat kalabilir. Güneş kremi, su ile temas etmeden 15-20 dakika önce sürülmelidir. 6 aydan küçük bebeklerde güneş koruyucular önerilmemektedir.