Türkiye’de 10 Ocak 1846’da ilk ziraat mektebinin açılmasıyla başlayan tarımsal eğitim ve öğretimin, 2021 yılı itibarıyla 175. yıldönümü kutlanıyor. Zirai mekteplerin önemine vurgu yapan Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam, üretimin pandemi sürecinde daha da önem kazandığını belirterek, açıklamalarda bulundu. Ziraat fakültelerinin önemine değinen İbrahim Sağlam, “Son yıllarda ülkeler arası mücadelenin enerji kaynakları alanından hızla çıkarak su ve gıda gibi temel besin kaynaklarına yöneldiği gözlemlenmektedir. Bu nedenle ziraat fakültelerinin öneminin gıda, tarım ve hayvancılık alanında nitelikli ve kaliteli işgücü talebinin karşılanmasına yönelik gereken çalışmalar önemini bir kat daha arttırmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de ’Milli ekonominin temeli ziraattır’ sözü ile tarım sektörünün ülke ekonomisindeki önemine ve katkısına daha ilk günlerden vurgu yapmıştır. Günümüzde de tarım sektörü istihdam ve ihracat olanağı sağlama, üretim değeri oluşturma, gelir kaynağı ve endüstriye ham madde sağlama ve ulusal beslenmeye katkı sağlama gibi pek çok temel konuda dünyadaki stratejik önemini korumaya ve arttırmaya hızla devam etmektedir. Bu nedenle, küreselleşen dünyada gelişimini sürdüren tarım sektörünün dikkatle izlenmesi, desteklenmesi ve taşıdığı önem nedeniyle rekabet edebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu noktada tarım sektörünün ’bilimsel bilgi temeline dayalı’ olması önem kazanmaktadır” dedi.

Samsun hakkında da bilgi veren Sağlam, şunları söyledi:

“Samsun ilimiz, ülkemizin en çok tarımsal faaliyetin yapıldığı illerimiz arasındadır. İklim özellikleri, zengin ürün çeşitliliği ve kirlenmemiş temiz toprakları ile ilimizin güvenli gıda ihtiyacını karşılanmakta, hem de ülkemiz insanlarına daha kaliteli ve temiz gıda sağlama imkânına sahip bir il potansiyeli göstermektedir. İlimizin coğrafi ve toprak yapısı ile ekolojik özelliklerinden kaynaklanan ürün çeşitliliğinin yanı sıra, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerdeki değişim, su ürünleri ve balıkçılığa yapılan yatırımlar, her şeyden önemlisi yetişmiş işgücü bakımından yüksek potansiyele sahiptir. Bizler, hele ki bu pandemi şartlarında bir taraftan tarımsal üretimimizi büyütürken, bir taraftan da tarımsal sanayimizin katma değeri yüksek üretim yapan içeriğe kavuşturmalıyız. Bu anlamda, tarımsal eğitimin niteliği ve kurumsal kültürü büyük önem taşımaktadır. Amaç, üretimi kaliteli kılmak ve daha az alanda büyük üretim gücü yakalayabilmek ve çiftçilerimizin gelir seviyesini daha da yükseltmektir. Bu bağlamda geçmişten bugüne Türkiye tarımının gelişmesinde emeği, katkısı ve gayreti olan herkesle birlikte akademik camia ve diğer paydaşlara teşekkürü borç biliyorum.”