Zuhal Sirkeli, “Türk devriminin ve aydınlanma savaşının vazgeçilmez araçlarından birisi de 88’inci yılını kutladığımız dil devrimi. Dil Devrimi, ulusunu çok iyi tanıyan, büyük bir önder olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkçe üzerindeki boyunduruğu kaldıran görkemli bir devrim. Tam bağımsızlık ilkesini benimseyen Atatürk, bağımsızlığın yalnız askeri ve siyasal alanda değil, ekonomi ve kültür alanında da sağlanması için Türkçenin ulusal nitelik kazanması gerektiğine inanıyordu. Ulusal bağımsızlık ancak böyle sağlanabilirdi. Bu nedenle Atatürk, “Ulusal duygu ile dil arasında bağ çok kuvvetlidir. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duyguların gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” demiştir. Cumhuriyet´in ilanından sonra kurulan kurumların en önemlilerinden biri olan Türk Dil Kurumu (TDK) Türk dilinin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesinde Türk Dil kurultaylarının önemli katkıları oldu. Özellikle bilim dilinin Türkçeleşmesi, öğretimde Türkçe terimler kullanılması amacıyla bir geometri kitabı yazarak Türkçe’ye büyük katkıda bulunan Atatürk, dilin siyasete araç yapılmamasına büyük özen gösterdi. Dil, her inanç ve kökenden tüm cumhuriyet yurttaşlarının ortak iletişim aracı olduğundan dil devriminin yasayla başlatılmasını istememiş, Türkçe’nin bilim ve sanat dili olması için çalışmaları üstlenecek olan TDK’yı bir devlet kurumu olarak değil dernek yapısıyla kurdu.
Dil Devriminin kazanımları kısaca şöyle özetlenebilir:
 Bağımsızlığın, laikliğin, ulusal birliğin, çağdaş eğitimin temel koşullarından birisi gerçekleştirilmiştir.
 Yöneten, yönetilen arasında oluşan dil uçurumu giderilmiş, konuşma ve yazı dili arasındaki ayrımın kalkması, uzun dönemde demokrasinin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
 Dilin öğretim ve anlatım kolaylığı kazanması, eğitim ve öğretimin yaygınlaşarak halka kolaylıkla ulaşmasını sağlamıştır.
 Türk dili, bilim ve sanat dili olarak kullanılabilecek düzeye ulaşmıştır. 
 Dilin özleşmesiyle düşüncede açıklık, anlamda, anlatımda, bilgiyi iletmede, bilgiye ulaşmada kolaylık sağlanmış böylece yurttaşların özgür düşünebilmesinin önü açılmıştır.  
 Dil devrimiyle kazanılan ulusal dil ile bilime ve akla dayanan çağdaş eğitim sağlanmıştır. 
Ancak, Atatürk’ün dernek olarak kurduğu TDK, 12 Eylül darbesiyle 1983 yılında malvarlığına ve yapıtlarına el konarak Başbakanlığa bağlı bir devlet kurumu yapıldı. Artık Atatürk’ün kurduğu TDK yok. Atatürk kurumuna yalnız adı benzeyen, 37 yıldır siyasetin güdümünde olan, bir kurum haline geldi. Bu koşullar altında, Atatürk ilkelerine ve dil devrimine gönülden bağlı yurtseverlerin Türk dilinin özleşmesine, gelişmesine, dil devriminin güçlenmesine katkıda bulunmak, bu konularda uğraş verenler arasında dayanışma sağlayarak uygar ve barışçı çabalarla bilimsel, yazınsal, kültürel ve sanatsal etkinliklere ağırlık vererek öncülük yapmak ve Atatürk’ün başlattığı dil devrimini sürdürmek amacıyla 22 Nisan 1987’de kurulan Dil Derneği 33 yıldır çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. ADD Alanya Şubesi olarak dil devriminin 88’inci yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, olağanüstü devrimci, ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi geleceği de aydınlatan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz” dedi.