Aslında hepimiz, ama ben çoğumuz diyeyim de arada birkaç kişi bırakalım... Evet, çoğumuz dünyanın gidişatından ülkenin gidişatından şehirlerin yaşanmaz haline gelişinden sokakların gürültüsünden şikâyetçiyiz... 
Peki, suç ve günah hep başkalarının mı, neden bizler masum oluyoruz başkalarını suçlarken?
Mesela biz dürüst davrandık mı hayata karşı ülkemize karşı şehirlere sokaklara karşı? Eşlerimize çocuklarımıza karşı dürüst davrandık mı mesela? Kelimeleri kirletmeden konuştuk mu konuşurken?
Çocuklarımızın hakkına hukukuna riayet ettik mi, mesela onların karnını doyururken helal kazanç diye bir derdimiz oldu mu gerçekten?
Biliyorum zor sorular bunlar cevabının verilmesi... Ama en azından kendimize cevabımız olsun, gerçekten hayat yolunda yürürken insanlara karşı dürüst davrandık mı, hadi geri çekilip bu soruyu kendimize soralım...
Dünya ve ülke sonra şehirler cehenneme çevrilmişse, sokaklar gürültülü mekânlar haline gelmişse,  bunun suçunu günahını neden hep başkalarına yüklemeyi seçiyoruz?
Sesini yükselttiğin oldu mu bir yerlerde haksızlık gördüğün zaman, şehri işgal edenlere talan edenlere sesini yükselttin mi mesela... Yoksa sen de mi onlar ile olmayı, güçlü olanın yanında olmayı seçtin hadi bir düşün...
İnsanı mı sevdin, yoksa sevdiğin saygı duyduğun insanların servetlerine parasına mı baktın, diye sorsam ne dersin...
Ciğeri beş para etmeyen kişilere saygı duydun servet sahipleri diye, ama gönlü melek gibi olan insanları görmezden geldin çoğu zaman yoksul diye...
Bir siyasiye oy verirken ne düşündün, aklına çıkarın mı düştü, yoksa gerçekten bu kişi buraya layık, hak hukuk bilir mi dedin onun için oy kullanırken?
Unutmayalım tercihlerimizdir bizi insan kılan hak hukuk sahibi kılan... Ölmekten korkuyoruz ama ölmeyecek gibi davranışlar sergiliyoruz hayatta, kendimizden kalbimizden dinimizden Tanrıdan uzaklaşıyoruz...
Demem o ki, herkes kadar olmasa da bizler de günahkârız suçluyuz ülkemize şehrimize karşı... Haksızlıklara adaletsizliklere karşı sustuğumuz bazı şeyleri görmezden geldiğimiz için suçlu ve günahkârız...
Marifet galip olmak değil, marifet adaletli olmak hakkın haklının yanında olmak, sadece hakkı savunmak...
Marifet başvurmamak yalana, dünya çıkarlarını elde etmek için... İnadına dürüst olmak inadına iyilerden olmaya çalışmak marifet...
Neyse bugün de bu kadar işte...