Şimdi çokları “yani şimdi yazacak bir şey bulamadın da” bunları mı yazıyorsun diyecek belki... Bak diyecekler bak seçim zamanı geliyor, Belediye Başkanı adayları bir bir sokaklara indi, bunlar yazmak varken nerden çıktı bu utanma yazısı diyecekler...

Bende diyeceğim ki o zaman “Ülkenin başına ne geldiyse şehirlerin başına ne geldiyse kuşların çocukların başına ne geldiyse, hatta dağların denizlerin sokakların başına ne geldiyse” utanma duygusunu kaybeden kişiler yüzünden geldi...

Ve bizlerin çoğu yani şehir ahalisinin çoğu el verdi destek oldu bu karanlık bu utanmaz gidişe... Ve sonra arkadan arkadan “ne olacak bu şehrin hali, ne olacak bu sokakların hali?” diyorsunuz en düşük sesle...

Bazıları bunu da demiyor, bazıları gidişatın kötü olduğunun bile farkında değil, çünkü onların çoğunun şehrin sokakların yaşanmaz oluşu kirlenmesi gibi bir derdi yok...

Ne yaptığı ne düşündüğü belli olmayan kişiler ile dolu şehrin sokakları hatta evlerimiz, ama kavgaya küfürleşmeye geldi mi sokaklara dökülen, birçoğu kadına düşman kadınlara işkence eden zulüm eden, canlıları öldürmekten haz alan...

Utanmak en soylu davranışıdır insanın aslında... Utanmak ve arlanmak hayâ etmek insan kalmanın ana prensipleridir... Bazıları yalnızca dini bir anlam yükleseler de, insan olmanın insanca yaşamanın en soylu özelliğidir utanmak...

İnsan utanmayı unutmuşsa yapmayacağı yapamayacağı bir şey yoktur... Mesela utanma siyasete hâkim olsa halkımızın bunca sıkıntı yaşadığı günlerde bu kadar talan etmezler har vurup harman savurmazlar milletin parasını...

Mesela kentin Belediye Başkanı kendi arabası ile gelip gitmeyi seçer makamına, hatta halkım gelip gideceğim bile der, halkın yolculuk yaptığı toplu ulaşım araçlarını kullanarak...

Daha başka sözler edilir elbet bu konularda da, bazıları “sen rüyada mısın” diye dalga geçer, onların dalga geçmelerine razı olacak şaşkın değilim bunu da söyleyeyim...

Bir daha başa döner dersek, utanmayı kaybetmekle çok şey kaybettik, Tanrıyı kaybettik mesela, aşkı sevdayı kaybettik, masumiyeti kaybettik...

Ve sonra ailemizi evimizi kalbimizi yıkıma uğrattık, çoğumuz farkında değil bu yıkımın... Ama bazılarının feryadı duyulur olur oldu kimi yerlerde... Dışarıya karşı susuyorlar gibi görünen arkadaşların birçoğu bir araya gelince oğullarının kızlarının ellerinden kayıp gittiğini konuşuyorlar, ne olacak bu çocukların gidişatı diye?

Yazdıklarımla canı sıkılanlar olan olursa bana CANIN CEHENNEME diyebilir rahatlayabilir...

Çok selam efendim,hayır ve iyilik dilerim hayatınız adına....