Açık çay içerdi hep.
Demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş.
Öyle derdi hep…

Cemal Süreya

Hangi kültürden olunursa olunsun çay; pek çok ülkede sevilerek tüketilen ve bolca çeşitleri olan bir içecektir. Çayın anavatanı kimine göre Çin olarak kabul görse de kimine göre Hindistan olarak bilinmektedir. Rivayetlere göre çay bitkileri milattan yaklaşık 2700 yıl önce Çin’de yetiştirilmekteydi.
Çay bitkileri; keşfedildiği dönemlerde ilaç olarak kullanılsa da sonraları severek tüketilen bir içecek olmuştur. Çay sanayisi ilk önceleri Çin’de gelişip sonrasında buradan tüm dünyaya yayıldığı için çayın anavatanı Çin olarak görülmektedir.
Çay Latince’de Camellia sinensi bitkisi olarak bilinmektedir. Çay tropikal bölgelerde; bol yağışlı ve sıcak alanlarda oldukça fazla yetişmektedir.

Sohbetlerimizin vazgeçilmezidir çaylar, “Gel bir çay koyayım da konuşuruz” daveti kadar sıcak, Demlikten incecik cam bardaklara akarken etrafa yayılan yasemin kokusu kadar romantik, Sabah çayı kadar ‘Günaydın’, akşam çayı kadar yorgunluğa dost… Kalabalık şehirlerde, sakin bir seremonide, hızlı bir festivalde ya da dingin bir şehrin arka sokaklarında da o var… Nasıl olur da sevilmez şimdi?
Madem öyle, bugün çaylar  Süreya için!…
Benim şiirlerim çay kokar.
Düşlerimde sade sen. 
Demlikte nefesin. 
Bardakta gamzen …”

Cemal Süreya,

Hadi gelin çay sohbetlerinde buluşalım…