Antalya’nın Akseki ilçesinde yaşayan kadınlar, sofraların vazgeçilmez yemeklerinden olan erişteyi keserek kışa hazırlık yapmaya başladı. Mahallede komşuları ile bir araya gelen kadınlar, imece usulü özenle kestikleri erişteyi evdeki boş odalara sererek kurutmaya çalışıyor. Kadınlar, kuruttukları erişteyi hem kendi aileleri için hazırlıyor hem de sipariş üzerine klogramını 35 TL den satarak aile bütçesine katkı sağlıyor.

Erişte yapımında un, süt ve yumurta kullanarak yöreye ait makarna ve çorbalık 6 komşu kadın bir araya gelerek birer gün ara ile dönüşümlü olarak çorbalık ve makarna yapıyor.

“Erişteyi yalnız yapamazsınız”

Erişteyi ve çorbalığın kesinlikle yalnız yapılmadığını dikkat çeken Sevim Ün, “Erişteyi yalnız yapamazsınız, mutlaka imece usulü ile yapmanız gerekiyor. Her gün sırayla her birimize erişte yapıyoruz. Anamızdan babamızdan gördüğümüz bu geleneğimizi sürdürüyoruz. Çocuklarımıza ve torunlarımıza da veriyoruz" diye konuştu.

Kendi ihtiyacının yanı sıra sipariş üzerine de erişte keserek aile bütçesine katkı sağlayan Fatma Kara ise , mahallede komşuları ile birlikte erişte kesiminin eylül ayına kadar devam ettiğini söyledi. Sadece Akseki merkezde değil köydeki her kadının erişte kestiğini dile getiren Kara, kestikleri erişteyi hem ev için hem de kendi özel müşterileri için hazırladıklarını dile getirdi.

“Yardımlaşmanın en güzel örneği”

81 yaşındaki Ayşe Çoban, kış mevsiminin girmesi ile birlikte kışlık erişte kestiklerini söyledi. Un, süt ve yumurta ile yapılan eriştenin çok lezzetli olduğunu belirten Çoban, "Biz hamuru su ile yapmıyoruz. Süt ve yumurtadan yapılan erişte çok daha lezzetli oluyor. Besleyici ve doyurucu özelliği de var" dedi.

“Günde ortalama 90 yumurtalık makarna yapıyoruz”

Yöreye ait makarna ve çorbalık yaptıklarını dile getiren Çoban, "Bu geleneğimizi her yıl sürdürüyoruz. Günde ortalama 90 yumurtalık makarna yapıyoruz. Erişte yapmak bizim geleneklerimizde vardır. Çocukluğumdan buyana erişte kesiyorum. Erişte kesmesini annemden öğrendim. İçine yumurta ve sütle karıştırırız. Marketten kesinlikle makarna türü gıdalar almıyoruz. Kestiğimiz eriştelerden çocuklarımıza ve akrabalarımıza gönderiyoruz. İmece usulü komşularımızla bir araya gelerek her gün bir komşumuza erişte kesiyoruz" diye konuştu.

İşte Aksekili kadınlardan erişte tarifi

Erişte sofraların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Kış ayı için Antalya Akseki’de erişte hazırlıklarına başlayan kadınlar evde erişte yapmanın püf noktalarını anlattı.

Hazır un kullanmıyorlar

Erişte yapımında hazır un kullanmayan ve karakılçık buğdayını değirmende öğüterek un haline getiren kadınlar süt ve yumurta ile karıştırdıkları hamuru kıvamını alıncaya kadar yoğrulduktan sonra oklavalarla açıyorlar. Açılan hamur tahtalar üzerinde kesiliyor, bez üzerinde veya iplere asılarak kurutuluyor. Özellikle Akseki’den göç etmiş büyük şehirlerde yaşayan akrabalarına ve ayrıca sipariş üzerine dışarıda yaşayan Aksekililere de gönderilen erişteler , sipariş üzerine ise kilogramı 35 liradan satılıyor.

“120 yumurtadan 30 kilo erişte çıkıyor”

Kışın çorba ve pilav yapılan eriştenin Akseki’de yoğun olarak tüketildiğini belirten Gülcan Pantır, “Erişte ve çorbalık kesmek tabi ki oldukça zahmetli bir iş. Sabahın erken saatlerinde arkadaşlar ile birlikte bir araya geliyoruz. Kendi aramızda görev bölümü yapıyoruz. İmece usulü yapıldığı için pek yorucu olmuyor. Kış yemeklerimizden olan erişte özellikle çorba ve pilavda kullanılıyor. Erişte bizim kışlık yemeğimizdir. Çocuklar içinde oldukça besleyicidir. Bizim mahalle sakinleri olarak komşularımız arasında dayanışma geleneği devam ediyor” diye konuştu. Pantır, 120 yumurtadan 30 kilogram erişte yapıldığını da sözlerine ekledi.

“Günlük bir komşuya yapıyoruz”

Bir diğer ev hanımı Gülcan Pantır ise eriştenin mutlaka imece usulü ile yapılması gerektiğinin altını çizerek, “Her gün sırayla her birimize erişte yapıyoruz. Anamızdan babamızdan gördüğümüz bu geleneğimizi sürdürüyoruz. Biz bunu süt ve yumurta ile yapıyoruz. Günlük 80-90 yumurta kırarak sütle yoğuruyoruz. Günlük bir komşuya yapıyoruz. Yumurta ve sütten hamuru yoğuruyoruz. Daha sonra saçta tavlıyoruz. Açma işi bittikten sonra havalandırıp senitlerde elimizle makarna haline getiriyoruz. Kestiğimiz makarnaları güneşin görmediği yere seriyoruz. Rüzgarla birlikte kurutuyoruz. Daha sonra ise pişirmeye hazır hale geliyor. Kesinlikle marketten makarna almıyoruz. Kışlık yiyeceğimizi kendimiz yapıyoruz. Akrabalarımıza ve çocuklarımıza da gönderiyoruz" diye konuştu.