Böyle bir yetkim olmayacağını elbette biliyorum, hem olsaydı da kullanmazdım... Çünkü böyle bir davranış bile, insana baskı anlamına gelirdi benim inancımda...

Ama insana yazdırıyorlar...

Söyletiyorlar insanı... Ülken adına insanlık adına yaşadığın şehirler adına ve sözün izzetinin ayaklar altına alınması adına üzülüyorsun...

Ne konuşmadan haberleri var, ne sözün nasıl söyleneceğinden... Adam bar bağırıyor ordu satıldı orduyu sattılar diye, sıkışınca da ben öyle demedim beni yanlış anladılar diyor...

Yani bir de insanları geri zekâlı sanıyorlar kendilerince...

Ne yazık ki ey halkım “sen hiç düşünmedin bu insanları milletvekili seçerken, kendine kendi vicdanına hiç sormadın bu kişi beni temsil edebilir mi, diye...

Şimdi biz bu kişileri mi milletvekili seçtik diye sorulması gereken çok kişi var mecliste... Hiç hak etmedikleri halde, şehirlere Belediye Başkanı seçilen kişiler...

Yani ülkede bazı şeyler iyi gitmiyorsa, şehirler yaşanır yaşanır olmaktan çıkmışsa çıkarılmışsa, sen asla masum değilsin...

Kimi milletvekili arkadaşların konuşmalarını duyunca sözlerinin boş sözler olduğunu görünce ve hele gözlerine birikmiş öfkeyi hırsı görünce aklımdan geçen...
 
Olmaz ya, eğer yetkim olsaydı Meclisi altıdan az olmamak şartıyla kapatırdım ve bütün milletvekillerini yeniden okuma yazma kursuna gönderirdim...
 
Toplum karşısında insan karşısında muhatabı karşısında nasıl konuşulacağını, nasıl sözler edilmemesi gerektiğini öğrensinler diye...

Ve haddini aşmanın ayıp işle olduğunu öğrensinler diye... Utanmayı sıkılmayı ve halka saygılı olmayı öğrensinler ve ülke ahalisini kendi anlayışlarınca geri zekâlı sanmasınlar diye...

Kendi liderlerini Mehdi sanacak kadar lidere tapınan vekiller var, elbette arkasında yatan kişisel çıkar ve menfaat...

İnsanlık son baharını yaşıyor, eğer tedbir almazsa, tercihlerini değiştirmezse ve kalbi acımayan duygusuz kişilere yetki verirse, baharın gelmesi uzaktır...

Susuzluktan dili damağı kurumuş aç canlılara acıma hissini unutan kişilerin, ülke adına şehir adına yapacakları bir şey yoktur...

Ahalisinin yarısının büyük sıkıntılar çektiği, yoksullukla baş edemediği ülkede ve şehirlerde birileri halkının çok üstünde refah için yaşıyorsa, halka dönüp saçma sapan sözler etme hakları yoktur...

Mesela Aziz İslam kınar bu davranışları...

Diyorum ki, biz birimizi kandırmaktan vazgeçelim ve siyasetçilerimiz din adına konuşanlar halkı kandırmaktan vazgeçsinler...
Bu vazgeçiş bile bir erdemdir...