Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi; yağ dokularında anormal ve aşırı miktarda yağ birikmesi olarak tanımlamaktadır.

Obezite en basit tanımı ile harcanandan daha fazla enerji alımı veya fiziksel aktivitenin çok az olması yani ‘’hareketsiz yaşam‘’ olarak tanımlanabilir.

 Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 1 milyar 100 milyon insan aşırı kilolu ya da obezdir.

 Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı’nın bir çalışmasına göre, beş erkekten birinin ve beş kasından ikisinin obez olduğu tespit edilmiştir.

 Obeziteye neden olan faktörleri şöyle sıralamak mümkündür.

  • Çok lezzetli ve enerjisi yüksek gıdalar,
  • Fiziksel aktivitesiz, hareketsiz yaşam biçimi,
  • Beslenme bozukluğu,
  • Psikolojik nedenler, stres ve depresyon,
  • Genetik etmenler,
  • Alkol tüketim durumu,
  • Yanlış diyet uygulamaları,
  • Gelir durumu

   Şişmanlığın iki tipi vardır:

  1. Armut Tipi Şişmanlık: Yağın vücudun kalça ve uyluklarda toplanmasıdır.
  2. Elma Tipi Şişmanlık: Yağın vücudun üst bölümlerinde toplanmasıdır. Yağlar karında birikir. En tehlikeli şişmanlık budur.

   Şişman anne-babanın çocuklarının da şişman olma olasılığı %80 iken şişman olmayan anne-babanın çocuklarının şişman olma olasılığı %10’dan daha az olduğunu uzmanlar vurgulamaktadır.

İDEAL KİLO NASIL HESAPLANIR?

  Şişmanlığı tespit etmek için en çok kullanılan yöntem Beden Kitle İndeksi’dir. (BKİ). Ayrıca bel çevresinin ölçülmesi de şişmanlığın tespiti için bir yöntemdir. Bel çevresi erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm olmalıdır.

         Örneğin; 1.70 m. Boyunda ve 75 kg. ağırlığında olan bir kişinin beden kitle indeksi şu şekilde hesaplanır. Vücut ağırlığı, boy uzunluğunun karesine bölünür.  BKİ = 75.(1.70).2=75/2.89=26’dır. =75/(1.7.1.7)=75/2.89=25.95’tir.

VÜCUT AĞIRLININ DURUMU

  • 18,5’tan az zayıflık
  • 18,5-19,9 normal kabul edilebilir (ince)
  • 20-24,9 normal
  • 25-29,9 toplu (hafif şişman)
  • 30-34,9 1. derece şişman
  • 35-39,9 2. derece şişman
  • 40 ve üzeri 3. derece şişman

  • Obezite; sanayileşmiş ya da bu süreçte olan ülkelerde çok hızlı artış göstermektedir.
  • Obezite; kalp hastalıkları, felç, hipertansiyon ve tip 2 diyabet gibi hastalıklara ve kanser vakalarının artmasına sebep olmaktadır.
  • Örneğin kolon kanseri şişman bireylerde daha fazla görülmektedir.
  • Obezite, karaciğer ve rahim kanseri riskini %20 ile 30 oranında yükseltmektedir.
  • Dünyadaki meme kanserlerinin %25’i aşırı kilo ve hareketsiz yaşam sebebiyledir.
  • Obezite kaynaklı kanserlerinin 2020 yılına kadar tüm kanserlerin %50’sini oluşturacağı tahmin edilmektedir.
  • Obez kadınlarda böbrek kanseri görülme sıklığı, normal kilodaki sağlıklı kadınlarla karşılaştırıldığında 2 ile 4 kez yüksek bulunmuştur.
  • Vücut ağırlığındaki kaybın kanser riskini düşürüldüğü ve olumlu etkisinin olduğu savunulmaktadır.
  • Yapılan çalışmalara göre çocuklara kahvaltı alışkanlığı kazandırmanın obeziteyi engellediği yönündedir.
  • Uzmanlar çocukluk çağı obez(şişman) bireylerin ileride %30’unun obez(şişman) yetişkinler olacağını söylemektedir.
  • Çocukların bilgisayar ve T.V. karşısında geçirdikleri zaman anne ve baba tarafından sınırlanmalıdır. Çocukların günde televizyon ve bilgisayar başında en fazla 2 saat zaman geçirmeleri önerilmektedir.
  • Çocuklarda obeziteyi önlemek için sağlıklı ve dengeli beslenmelerine, park ve bahçelerde oynamalarına, bisiklet sürebilecekleri yolların yapılmasına ve çocukların obezite konularında bilgilendirilmesine çok büyük önem verilmelidir.
  • Çocukların ilgisini çekecek, enerji değeri yüksek, besin değeri düşük gıda maddelerinin reklamlarına sınır getirilmeli, mümkünse kaldırılmalıdır.
  • Çocukların anne-baba ve öğretmenleri tarafından sevdikleri bir spor dalı ile ilgilenmeleri teşvik edilmelidir.
  • Çocuklarımıza şeker ve şekerli besinler, cips, gazlı içecekler yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, ekmek arası peynir, taze sıkılmış meyve suları ve kuru meyveleri tüketmeleri tavsiye edilmelidir.
  • Çocuklarımız hazır gıdalardan olabildiğince uzaklaştırılmalıdır.
  • Çocuklarımızın günlük sebze ve meyve tüketimi (5 porsiyon) sağlanmalıdır.
  • Çocuklarımız için enerjisi yüksek içecekler tercih edilmemeli ancak sıvı tüketimleri arttırılmalıdır.
  • Ağırlık kaybının obeziteye bağlı sorunları azalttığı, sağlığı düzenlediği ve yaşam süresini uzattığı unutulmamalıdır.
  • Şu acı bir gerçektir k, kilo verenlerin ancak %5’ i kaybettiği ağırlıklarını koruyabilmekte %95’ i tekrar aynı kilosuna ulaşmaktadır. Onun için kilo almaktan özenle kaçınılmalıdır.
  • Eğer önlem alınmazsa Amerika’ da 2020 yılında 10 çocuktan birisinin şişman olacağı tahmin edilmektedir.
  • Kilo verirken haftada 0,5-1 kg ağırlık kaybı en doğru, en sağlıklı ve en koruyucu kilo kaybı olduğu unutulmamalıdır.
  • Sağlıklı bir kiloya için mucize bir diyetin, besinin ya da ilacın olmadığı bilinmeli ve mucizenin kişinin kendisi olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.
  • Enerji alımının kısıtlanmasının zayıflamak için en etkili ve verimli yol olduğu bilinmelidir. Örneğin günde 500 kcal’lik bir kısıtlama, haftada yaklaşık ½ kg. ağırlık kaybına neden olmaktadır.
  • Obezitede en güvenli ve etkin tedavi yönteminin yaşam tarzı ve yeme davranış değişiklikleri olduğu unutulmamalıdır.
  • Ev dışında yemek yerken yağlı kırmızı etlerde hazırlanan ana yemeklerin kalorisi oldukça yüksek olduğundan bunun yerine en sağlıklı ve kalorisi düşük besin olan ızgara balık veya güzel pişmiş hinde eti tercih edilebilir.
  • Uzmanlara göre bireye doyum sağlayacağı, sevdiği besinleri yiyerek yenilen yiyeceğin miktarı öğretilen bir beslenme modeli geliştirilirse sonuç %99,9 kilo koruma ile sonuçlanır.
  •  Yağsız et ve az yağlı besin tüketimine yönelmeli, düşük yağlı pişirme kullanarak, fazla yağlı sos ve kremalardan uzak durulmalıdır.
  • Yediğimiz pek çok besinde şeker doğal olarak bulunduğu için, şeker kullanma hayatımızdan çıkarılmalıdır. Fransız bir bilim adamı şekerle ilgili olarak şöyle söylemektedir; ‘’Eğer elimde bir yetki olsaydı şekeri eczanelerde gram gram sattırırdım.’’
  • Fazla tuzdan kaçınılmalıdır. Vücudumuzun normal işlevini sürdürebilmesi için güvenli ve yeterli minimum tuz miktarı güne 1/4 tatlı kaşığı kadardır.
  • Günlük su ihtiyacınızın kilonuzla doğru orantılı olarak artacağını unutmayın ve günde en az 2 litre su için.
  • Tahıl, sebze ve meyveyi bol tüketin.

Obezitenin tedavi yöntemleri uzmanlarınca şunlardır:

  • Tıbbi beslenme (diyet) tedavisi
  • Egzersiz tedavisi
  • Davranış değişikliği tedavisi
  • İlaç tedavisi(hastanın doktoru uygun gördüğü takdirde)
  • Cerrahi tedavi(doktor tarafından hızlı kilo vermesi gerektiğine karar verilmiş ise)

ÖMRÜNÜZ UZUN OLSUN.

Haftaya görüşmek dileğiyle…