Bilenler bilir. Bu başlığı hep ‘’Coğrafya Kaderdir’’ şeklinde duyduk. Gerek film repliklerinde gerekse arkadaşlarla yaptığımız sohbetlerde, yaşanılan coğrafyanın insanın yaşam tarzını belirlediğine dair konuşmalar geçiyordu. Coğrafyanın iklim şartları, arazi yapısı, ekonomi koşulları ve bunlara bağlı olarak bu bölgede yaşayan insanlar benzer yaşam özellikleri göstermektedir. Dünya doğu ve batı olarak ayrılırken bile temelinde coğrafik özellikler yatmaktadır. Aynı şekilde ülkemizde de doğu ve batı ayrımı vardır. Doğunun coğrafi yapısının zorlu olmasına bağlı olarak zorluklar içerisinde yetişen insanlar mevcuttur. Aynı şekilde batıda ise coğrafyaya ilişkili bir şekilde yetişen insanların daha rahat olduğu varsayılmaktadır. Coğrafik koşullarla birlikte gelişen toplum yapısı insanların hayatını derinden etkilemektedir. Daha muhafazakar, radikal, milliyetçi veya cumhuriyetçi gibi görüşlere sahip olmak bile içinde bulunduğumuz coğrafyaya bağlı. Başka türlüsünün olmadığına inandığımız bir coğrafyada dünyaya geldiğimizde, bir başka ihtimalin olmadığını düşünüyoruz. Hayatımız, geleceğimiz ve yaşam tarzımız da buna göre şekilleniyor. 
Teknolojinin ilerlemesi, sosyal medya kullanımın ve şehirler arası göçlerin artması nedeniyle coğrafyalar arasındaki farklar kırılmaya başlanmıştır. Beklenilen ve istenilen temelde iyi bir toplum yapısının, daha az iyi olan toplumları evrimleştirmesi veya geliştirmesidir. Bununla birlikte tüm ülkede ve ardından tüm dünyada daha iyi bir toplum idealinin gerçekle buluşmasıdır. Bu beklenilen ve istenilen durum ülkemiz için cumhuriyet yıllarında bir nebze de olsa gerçekleşmiştir. Yurt dışından gelen alanında uzman kişilerle buluşan öğrenciler kendi coğrafyalarına gittiklerinde oradaki yaşamı olumlu anlamda etkilemiştir. Kendi coğrafyalarına dönmeyen öğrenciler bulundukları şehirlerde hem kendi kültürlerini yaşatmaya çalışmış hem de var olan kültüre uyum sağlamaya çalışmışlardır. Bu durumu kendi coğrafyalarına dönen öğrenciler de yaşamıştır. Ortaya çıkan karma kültür bazı insanları mutlu ederken bazı insanları da huzursuz etmiştir. ‘’Yeni yeni icat çıkarma’’ gibi söylemlerle karşılaşmalarına neden olmuştur. 
İyisiyle ve kötüsüyle farklı coğrafyalardan bir araya gelen insanların niyetleri iyi de olsa atılan adımlar sonrasında topluma yenik düşmüşlerdir. Şimdilerde teknoloji ile birlikte olaylara ortak bir şekilde tanık oluyoruz. Bizden milyonlarca kilometre uzakta diyip hiç duymadığımız olaylara tanık oluyoruz. Kederlerimiz, acılarımız, mutluluklarımız, travmalarımız ve sevinçlerimiz ortak bir hal almış bulunmakta. Artık doğu ve batı olarak bir ayrımın kalmadığı coğrafyamızda ortak dertlerimiz var. Çünkü artık biliyoruz ki maruz kaldığımız problemler aynı. Hepimiz aynı kişiler tarafından yönetiliyor, onların aldığı kararların sonuçlarını yaşıyor ve maddi durumumuz buna göre şekilleniyor. Eski zamanlarda ülkemizin doğusundaki insanlar batıya gidip orada iş bulmak, orada okumak, orada hayatını kurmak isterdi. Şimdilerde ülkemizdeki insanlar, bizim daha da batımızda bulunan başka ülkeleri tercih ediyor. Çünkü ülkemizde çıkış yolu olarak görebileceğimiz bir batımız kalmadı. Daha da batı olan bir yere ihtiyacımız var tüm bu coğrafyanın bizlere getirdiği kederden kurtulmak için. Kaderimizi değiştirebiliyorken kederlerimizle yaşamak zorunda kalıyoruz. Ne dersiniz coğrafya kader midir yoksa keder midir?