Zaman zaman demeye çalışırım, ülkemizde her şeyi dile getirmek, her konuda yazmak kolay değil diye... Hani atasözümüzde var ya “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye, bu sözün gerçek payı çok yüksek...

Tam doğruları yazıp söylemek, biraz da başına bela almaktır bu ülkede... Söyletmezler yazdırmazlar... Bu bu şimdiye has değil, her zaman böyle olmaya gelmiştir... Bu gerçek eli kalem tutan ve kendini kalemini birilerinin emrine vermeyen erbabınca bilinmektedir...

Aslında bu yanlış sistemi ayakta tutmak “ona bir zara gelmesin diye” her zaman gizli gözle görülmeyen ama bilinen bir güç ayar verir insana ülkemizde...

Sanırım başka ülkelerde de var bunlar...

Mesela kimsenin tam izah edemediği bu gücün Amerika da ortaya çıktığını açık açık gördük seçimlerden sonra...

Yani insan toplulukları söz sahibi değiller ülkelerde, bizim ülkemizde de... Ama onlar öyle demiyorlar, insanın kendini kendisi idare ettiğini falan söylüyorlar...

Seçim diyorlar, demokrasi diyorlar ve ahalin çok fazlası bunların varlığına inanıyor da, ama üstünde çok düşünürsek öyle bir şeyin olmadığını görür herkes...

Biraz köle düzen, biraz kandırmaca yalan işte...

Mevcut patiler kendi içlerinde demokrasi olmadığını söyleyerek, suçlamıyorlar mı birbirlerini?

Partilerinde demokrasi olmayan ülkede, kendinde olur nu, olacak nasıl olacak, kimin kimlerin.
Eliyle olacak mesela?

Aslında asıl oyuncuların dediği oluyor her yerde... Bizde de böyle oldu her zaman ve bu neden böyle oluyor diye sormaya kalksan, olmayan yasaları ile çullanıyorlar insanın üstüne...

Mesela kısaca hatırlatırsak, hani deniyor ya “laiklik din ile devlet işlerinin ayrılması diye bir şey” laikliğin kutsiyetini anlatıyorlar ya durmadan

Nerdeyse Tanrının yerine laiklik geçmeli gibi sözler etmeye çalışıyor... Çünkü onların pek çoğu ülke insanını geri zekâlı sanmaya devam ediyorlar... İçlerinden en akıllılarının dediği sözdür “göbeğini kaşıyan insanlar” diye ahaliye...

Alında hiçbir zaman devlet dinden elini çekmemiştir ülkemizde... Hangi parti iktidar olursa olsun, çok fazla bir değişiklik olmamıştır, hepsi kendini söz sahibi olarak ilan etmiştir din üstüne...

Ezanın nasıl okunmasına dinin nasıl öğretilmesine her zaman devlet karar vermiştir ve hala karar vermeye devam ediyor...

Okunan hutbelerin edilen vaazların konusu bile devlet nasıl istiyorsa öyle ayarlanıyor... Yeniden tekrar edersek, bu hep böyle olmaya gelmiştir, cumhuriyet kurulduğu ilk günden bu yana...
Kadınların başörtüsünün olup olmayacağı olursa nasıl olacağını o seçilmiş gurup karar veriyor...

Kendi insanına yapılan büyük saygısızlık bu, ama bunun söylenmesi efendilerimizi rahatsız ediyor...