Yine bir soru ile başlamak durumunda kaldık yazımıza… Farkındaysanız genelde bir soru ile başlıyoruz zaten… Ama ne yapalım soracak o kadar çok soru var ki, ama ne duyan oluyor ne ciddiye alan, oluyor…

Sadece seçim dönemlerinde duyar gibi yapıyorlar bizi, seçim bittikten sonra her şey bitiyor şehir ahalisi için… Seçimlerden sonra siyasilere erişebilen yalnız zenginler, servet ve güç sahipleri… Onlara her zaman her yerde, kapıları telefonları açık, siyasetçilerin
Milletvekillerinin Belediye Başkanlarının da öyle…

Uzatmadan konuya girelim… 

Hep aklımda bir soru, sahi Deniz Baykal neden milletvekili yapıldı diye, bu kadar hasta iken? Ya da hala ben Milletvekiliyim demeye, milletvekili maaşı almaya devam ediyor, mecliste bir saat bile bulunmazken, bulunamaz iken?  
Hiç emek vermeden maaş almak nasıl bir iştir, bizden başka ülkelerin de var mıdır, dünyanın?

Canı sıkılıyor insanın bu işlere ve sorası geliyor bir vatandaş olarak, bu nasıl bir iş diye? Seçimlerden çok önce Deniz Baykal beyefendi felç geçirdi ve onu Milletvekili adayı yaptıkları zaman ağır hastaydı, hatırlayın o günleri veya sorun soruşturun…

Önce çok geçmiş olsun diyelim Sayın Deniz Baykal’a, Allah acil şifalar versin, ömrünü uzun etsin, daha çok yaşasın ailesinin başında…

Ama soralım da… Sahi siz o şekilde ağır hasta iken, neden Milletvekili olmayı kabul ettiniz? Sizi aday yapanlar neden yaptılar? Bu işler böyle hatır gönül işimidir, hiç hakkınız olmayan bir maaş ödeniyor size, milletin parasından?

Gönlünüz, vicdanınız nasıl razı oluyor buna? 

Kentin müftüsüne soralım bu soruyu, bu şekilde alınan para helal midir? Diye cevap verebilecekse…

Diyorum ki Deniz Baykal beyefendiye, milletvekili yeminini bile aylar sonra zor ettiğinize göre,  hiçbir meclis çalışmasına katılmadığınıza katılamayacağınıza göre, bu ne iştir? 

Doğru bir davranış mıdır sizin bu milletvekilliği maaşını almanız? 

Nasıl olsa en torpillisinden emeklisiniz ve devletin sunduğu bütün imkanlardan en iyi şekilde yararlanıyorsunuz? Neden bir de, bu maaşı almakta ısrar ediyorsunuz? 

Şimdi bu soruları sordum diye, ayıp mı etmiş oluyorum size karşı? Muradım sizi üzmek değil, muradım bazı şeylerin doğru olup olmadığı konusunda, kendimce bilgi sahibi olmak…

Ne diyeceğinizi bilmek muradım… Cumhuriyet halk partili dostların bunu nasıl savunacaklarını öğrenmek…

Çünkü bu ülkede harcanan her kuruşun nereye, ne şekilde gittiğini harcandığını bilmek halk olarak bizim hakkımız…

alk diyorum, halk bunca sıkıntı içinde iken, hele sizin partinize göre “halk açken” hiç emek verilmeyen bu maaşı almak ne kadar halkçadır, ne kadar hakçadır?

 Kimse kusura bakmasın bari böyle sorular sormak da, bizim hakkımız olsun…

Ey halkım, benim güzel halkım, ey şehir ahalisi, siz ne diyorsunuz bu işlere?