Hatırlarsanız son yıllarda ülkemizde turizm sektörünü olumsuz etkileyen birçok gelişme yaşanmış ve turizm sektörü beklenenden daha kısa sürede toparlanma sürecini girmişti. Beklentileri karşılayan 2019 sezonu ile birlikte daha iyi geçmesi beklenen 2020 sezonu sektörün tüm paydaşlarını memnun edebilecek bir beklenti oluşturmuştu.    
Ancak aralık ayında çok iyi bir turizm sezonu olacağı ön görülerinin yerini bugün kimsenin tahmin edemeyeceği bir belirsizlik aldı. Nisan ve mayıs ayında açılması beklenen turistik işletmeler açılamadı. Turizm yatırımcıları, sektör çalışanları ve esnaflar için zor günler başladı. Gelecek ay bazı tesislerin tam kapasite ile olmasa da açılacağı ve yerli-yabancı misafirlerini ağırlamaya başlayacağı konuşulsa da henüz uçuşlar ile ilgili net bilgilerin gelmemesi tam anlamıyla umut vadetmiyor. Ayrıca konaklama işletmelerimiz açılsa bile geçmiş yıllardan farklı ve zor bir işleyiş ile salgın kurallarına göre hizmet vermeye çalışacaklar. Uygulaması kolay olmayan bu uygulamaların hepsi bu işletmelerin maliyetlerini daha da arttıracaktır. 
Salgının turizm sektörüne ve turistik işletmelere olan olumsuz etkisi İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi önemli turistik ülkeler için de benzer sorunlar oluşturuyor. Ancak bugün durumumuz aynı olsa da, özellikle İspanya ve İtalya’da salgından kaynaklanan vaka ve ölüm sayıları bizden çok daha fazla olsa da henüz yeni toparlanma sürecine girmiş Türkiye turizm sektörünün durumu çok daha farklı. Bizim son beş yılda turist sayısında ve turizm gelirinde yaşadığımız düşüşü onlar yaşamadı. Hatta bizim kriz yıllarımızda onlar daha fazla turist ağırladı, daha çok kazandı. Dolayısıyla bu salgının turizm sektörüne bıraktığı olumsuz ekonomik etkilerinin bizim işletmecilerimizi ve çalışanlarımızı daha çok etkileyeceği aşikârdır. 
Ancak işin bir de olumlu tarafı var. İspanya ve İtalya gibi önemli turizm markası sağlık alt yapısı ve sistemi ile sınıfta kaldı. Türkiye ise güçlü sağlık alt yapısını belki bu sayede tanıtma fırsatı buldu. Bugün yurt dışı uçuşları karantina koşulu olmadan açıldığında Türkiye’de mülk sahibi olan bazı yabancıların kendi ülkelerinden çok ülkemizin sağlık imkânlarına güvenip salgın sürecini burada geçirmek istediklerini de sıkça duyuyoruz. Bu önemli faktörün ülkemiz adına olumlu bir izlenim yaratacağını ve turist talebine de katkılara olacağını düşünüyorum. Bu gücümüzü mutlaka sağlık turizmi kapsamında da değerlendirerek fırsata çevirmeliyiz. Umarım en kısa sürede iyi haberler alırız ve eski güzel günlerimize döneriz. 
Sağlıcakla kalın…