Biliyorum yazdıklarımızı söylediklerimizi kimseler duymayacak, önce onlardan olmadığımız için duymak istemeyecekler, sonra yazdıklarımıza kızdıkları için...

Mesela kimin umurunda oldu, kim sesini çıkardı “mesela sesi çıktı mı ticaret odası başkanın, ya da havalarından yanlarına varılmayan “Neyin havasını yapıyorlarsa!” patilerin ilçe başkanların bir sabah ekmeğin iki lira olmasına...

Hadi söyleyin hangisi dillendirdi, hangisi isyan etti “Beyler böyle olmaz insanlara yazıktır, ayıptır günahtır, insanların pek çoğu çaresiz durumda” dedi duyanınız var mı?

Kendilerine makamlar ikram edilenler birbirlerini kutsamaktan başka ne yapıyorlar, şehrin müftüsü de dâhil, bunlardan kaçı kaç yoksul evin kapısını çalmışlardır?

Kaçının haberi bilgisi var, pazar yerlerinde fiyatların cehennem gibi yaktığını, kadınlarımızın pek çoğunun yüzünde yoksulluk duygusunun görünür olduğundan...

Söyletmeyin insanı...

Çay bahçelerine sadece varsıl insanların gidebildiği bir zaman, bundan kaçı utanç duyuyor bu beyefendilerin...

Keşke beyaz adamlara gösterdikleri saygının binde birini sıradan bir vatandaşa göstermeyi akıl edenler olsalardı...

Mesela söylesin birisi “sıradan bir esnaf hani küçük esnaf deniyor ya, onlardan “ biri Ticaret odası başkanı olan beyefendiyi görme görüşme imkânı var mı?

Görme görüşme imkânı var mı, Belediye Başkanı ile sıradan bir vatandaşın? Kendimizi kandırmayalım bu düzen sadece varsılların birbirini kolladığı birlerinin çıkarını kolladığı bir düzen, bir sistem...

İçinde insan sevgisi olmayan içinde insana yer verilmeyen...

Yine mesela bir  sabah ansızın bu şehirde ekmek fiyatları acımasızca arttı, ekmek kuyruğunda insanlar kadınlar kızlar çocuklar şaşkın mı şaşkın birbirlerinin yüzüne bakıyorlar...

Bu arkadaşlardan kaçının umurunda, kaç imamın kaç din görevlisinin umurunda... Ne kadar umurunda insanlara dinin güzelliklerinden söz eden kentin müftüsünün?

Aslında bunlardan kaçı ekmek alıyorlar bir fırında sıraya girerek, kaçı gördü bayat etmek almak için bekleyen kadınları?

Biliyorum çoğunuz “Sende neler ile uğraşıyorsun be arkadaş!” diyorsunuz, uğraşmayalım da yazmayalım da sesimizi duyurmaya çalışmayalım da ne yapalım...

Onlar varsın şarkı bitsin deyip dursunlar, bizde asla bitmeyecek söylenecek şarkılar...

Hiçbir şeye gücümüz yetmese bile onların utanmazlıklarına karşı utanıyoruz onların yerine... Bir gün dağlar taşlar kuşlar öyle zamanlar gördük ki, utanma diye bir şey yoktu demesinler diye...

Onların yerine biz utanır olduk...
Sahi neresinde kalmıştık  Müslüman’ım demenin..Öyle şeyler konuşuluyor mu hala sizin oralar da?