Aslında bu yazı bir Mayıstan önce yazılmalıydı inanın bunun bilincindeyim... Hani bir Mayıs için işçi bayramı denir ve kutlanır ya kimi kişiler tarafından...
Durmadan bir Mayıs, durmadan işçi hakları diye yaygara koparan ikiyüzlü soytarılar ile aynı vakitte nefes almamak adına yazmadım...
Zira yazılması söylenmesi gereken en önemli konulardan bir konu işçi yani çalışan hakkı...
Hadi hatırlayın ne demişti Peygamberimiz Hazreti Muhammed “yanınızda himayenizde çalışanların yani kendilerinden hizmet aldıklarınızın haklarını ücretlerini alnının teri kurumadan veriniz” başka bir yerde gören var mı bu uyarıyı? 
Veya var mı buna benzer bir sözü söyleyen?
Ve devam ediyor uyarmaya “hizmetlerinizde bulunan, işlerinizde size yardımcı olanlara giydiğinizden giydirin, yediğinizden yedirin, eğer bunları yapanlardan değilseniz bizden değilsiniz” var mı böyle bir uyarıyı yapan bir başka lider yeryüzünde?
Bir Mayıs bahanesi ile yürüyüş yapan işçilerin önünde gidenler onlara önderlik yapanlar yaşasın bir Mayıs diyenlerin her birinin aylık maaşları 30 bin 40 bin 50 bin lira...
Hatırlayın bu efendilerden biri Kıbrıs da en büyük otellerden birine sahipti...
Ah benim işçi kardeşim Ah! 
Bedenen sömürüldüğümüz gibi manen de sömürülüyoruz... Kendilerini lider önder sandıklarımız sadece bizi sömürmek için varlar yemin olsun...
Hadi bana yanlış sözlerin de...
Senin için bir şey ifade etmese de inan üzülüyorum olanlara... Kandırılıyorsun sömürülüyorsun...
Her alanda olduğu gibi bu alanda da soytarılar en önde, bunu anlamanın zamanı gelmedi mi?
Siyasette de öyle değil mi? Yaşam şekilleri asla halka benzemeyen ahaliye ahkâm kesmiyorlar mı şöyle olacak böyle olacak, biz sizi kurtarmak için varız diye...
Camilerde keyfi yerinde kişiler işsiz güçsüz ya da asgari ücretle çalışan çorunu çocuğunu nasıl idare edeceğinin şaşkınlığını yaşayan insanlara din dinin erdemlerini anlatmıyorlar mı?
Bu sistem karanlık ve zalim... Bu sistem insan düşmanı hak hukuk düşmanı, bu sistem bu ülkenin yapancısı, insana yabancı...
 En pahalı arabalara binenler en muhteşem evlerde oturanlar çoğu, yani senden değiller...
Yine Hazreti Peygamberden...
Bir sahabenin elini sıktı, adamın elleri o kadar sert nasırlı idi ki, Peygamberin gözleri doldu ve Onun elini bir bayrak gibi havaya kaldırarak  "Ant olsun ki, bu nasırlı eller cehennemde yanmayacaktır” diyorum ki, sana kıymet vermeyenlere, hayatları sana benzemeyenler inanma kanma...
Ellerinden öperim...