Hz. Ömer'in halifeliği döneminde Şam tarafında veba salgını baş gösterir. Ömer orada bulunan ordu komutanı Ebu Ubeyde'ye mektup yazarak, dikkatli olmasını, veba salgını olan yerlerden uzak durmasını, hatta mümkünse uzaklaşmasını ister. Ebu Ubeyde şu cevabı verir: "Ey müminlerin emiri, senin bana ihtiyacını bilmekteyim. Ben Müslümanların askerleri arasındayım, kendiliğinden onları terk edemem. Allah benimle onlar hakkında emrini verinceye kadar onlardan ayrılmak istemiyorum.” (Prof Dr Ahmet Akbulut: Sahabe Dönemi İktidar Kavgası) Hz. Ömer Şam'a geldiği zaman, şehirde veba salgını en yüksek seviyedeydi. Salgında ölenlerin oranı çok yüksekti. Halife Ömer Şam'a girip girmeme konusunda çevresi ile görüş alışverişinde bulundu. Şam'a girmeme kararı alan Halife Ömer, devesini Medine'ye doğru sürdü. Bunun üzerine ordunun komutanı Halifeye, "Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun ?"diye sordu. Buna cevap olarak Halife Ömer, "Evet Allah'ın kaderinden, Allah'ın kaderine kaçıyorum" dedi. 
Sonuç; Ebu Ubeyde dahil ileri gelen birçok Müslüman bu salgında öldü. 
Dalında her geçen gün biraz daha kızaran domates gibi, akşam haberlerinde ekranlara yansıyan Türkiye haritasına baktığımız zaman her gün biraz daha kızaran, yüksek risk gurubu oluşturan görüntü ile karşı karşıya kalıyoruz. Doğrusunu isterseniz bu görüntü beni korkutuyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca vatandaşlara kalabalık yerlere girmeyin çağrısı yapıyor. İktidar, davul zurna eşliğinde, kılıçlı, kalkanlı "toplu namazlı" cami açılışı ile şov yapıyor. Diyanet İşleri Başkanı, yalınkılıç cuma namazında hutbe okurken camiyi dolduran kalabalıktan memnun görünüyor. 
Lokantaları, sinema salonlarını pandemi dolayısı ile kapatan hükümet kongre salonlarını hıncahınç "lebalep" dolduran kalabalığa Sayın Cumhurbaşkanı teşekkür ediyor. 
 Vatandaşa düğün, nişan, nikah merasimlerine katılım belli bir sayı ile sınırlı tutulurken, “Maske, oturma mesafesine dikkat edilecek. En geç bir saat içerisinde merasim sonlandırılacak” diyor. AK Parti Milletvekili, oğlunun düğününe istediği kadar davetli çağırabilir. Zaman kısıtlaması söz konusu değil. Vur patlasın, çal oynasın. 
Vatandaş komşusunun cenaze namazına ceza yerim korkusu ile katılmaktan imtina ederken, AK Partili yandaşın cenaze törenlerinde cami avlusu ağzına kadar dolu. Adama sormazlar mı bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? 
Pandeminin fıtratında ölüm vardır diyerek, kadere boyun mu eğelim? Yoksa Halife Ömer'in yaptığı gibi deveyi Medine’ye doğru sürüp pandemiden kaçalım mı? Artık ne yapmamız gerektiğine karar verme zamanı geldi!