Ülkemizde başörtüsü- türban sorunu yıllardır üstünde tartışılan ve kutuplaşmalara yol açan bir konu olmuştur. Sözlükte “örtünmek, başkaları ile kendisi arasına perde koymak” anlamlarındaki tesettür, terim olarak ölçüleri dinen belirlenmiş örtünme yükümlülüğünü ifade eder.
          
Örtünme, zaman içerisinde siyasi, hukuki, dini boyutlar kazanmış ve çok yönlü bir mesele haline gelmiştir. Bir korunma ihtiyacı şeklinde başlayan başörtüsü, zamanla birçok toplumda kültürel bir motif ve bazı kültürlerde bir sosyal statü göstergesi, bir tanıtma kriteri olarak görülmüş.
          
Osmanlı Devleti’nin sonlarından günümüze tesettür tartışmaları, modern döneme kadar kadının başını örtmesinin dinin bir emri olduğundan herhangi bir tereddüt ortaya çıkmamış. Kadının örtünmesi konusu modern dönemde bir mesele haline gelmiştir ki, örtündüğü zaman dinin bir vecibesini yerine getirmiş olmakla kendini daha huzurlu gören bir kadını kimse tartışma konusu etmez. Ama bazı bağlama şekilleri, anlamları olumlu-olumsuz farklı algılar yaratabiliyor.
          
19. yüzyıldan itibaren başörtüsünün İslam toplumlarında tartışılmaya başlanmasının dinin bu yönde bir emrinin bulunup bulunmadığından ziyade, sosyal, siyasal, ideolojik sebeplerle açıklamak daha doğru olur sanırım. Başörtüsünün dinin bir emri olarak uygulanması yanında çağdaşlıkla, kalkınma ve gelişmeyle irtibatlandırılması, siyasal ve ideolojik simge diye nitelendirilmesi, kadınların baskı altında tutulmasının aracı şeklinde tanıtılması ve bir süslenme nesnesi veya aksesuar biçiminde algılanması, modern zamanların ürünü olmuş ve günümüze kadar süren çok boyutlu bir tartışmanın odağı haline gelmiştir.
          
Daha yakın dönemlere bakıldığında başörtüsü ya da türban konusu siyaset ve devlet adamlarından medya mensuplarına ve bilim adamlarına kadar her kesimin müdahil olduğu bir mesele olarak yoğun bir biçimde ve farklı açılardan tartışılıyor. Benzeri tartışmalar diğer İslam ülkelerinde ve Müslümanların yaşadığı batı ülkelerinde de var.
          
Başörtüsünü çağdaşlıkla, modernlikle veya laiklikle ilişkilendirmek, ötekileştirmek ve yeni tartışma alanlarına yol açmak yerine bundan vazgeçerek örtünmenin normal mecrasına dönmesini ve sade bir dindarlık uygulamasına dönüşmesini kolaylaştırmak doğru olmaz mı? Zira insanların başörtüsüne anlam yüklemekten, başı açık olanın şort giymesinden çok daha önemli (terör, işsizlik, ekonomi, eğitim, sağlık…) meselelerimiz var!...