İnsan olarak sosyal varlıklar olduğumuz ve bir toplum içerisinde yaşamımızı sürdürme ihtiyacımızdan dolayı başkalarıyla bağ kurmaya ihtiyacımız var. Bağ kurarken de doğal olarak iletişime geçme ihtiyacımız oluyor. Ailemizle yani köklerimizle, çevremizle, birlikte çalıştığımız iş arkadaşlarımızla, birlikte okuduğumuz sınıf arkadaşlarımızla, beraber görev yaptığımız askerlik arkadaşlarımızla, sokaklarda birlikte oyun oynadığımız çocukluk arkadaşlarımızla veya hayatımızı birlikte geçireceğimiz partnerimiz ile bağ kuruyoruz. 
Peki, kurduğumuz bu bağların bazıları yıllar boyunca sürerken neden bazıları zamanla yok olabiliyor? Kopan bağların veya incelmiş bağların sebebi hep karşı taraf mıdır? Hiç mi kendimize dönüp bakmayız? Evlendi, başka şehre taşındı, artık eskisi gibi değil, çok değişti, beni arkamdan vurdu, bana ihanet etti, ben değiştim eskisi gibi değilim gibi çeşitli ifadeler kullanabiliyoruz. Peki hayat bütünüyle devam edebilecekken sudan sebepler nedeniyle düğümlenmiş bağlarımızı bir anda kesip atabiliyoruz?
Yıllarca nadiren konuştuğunuz ancak bir şekilde karşılaştığınızda oturup o kişiyi ne kadar özlediğinizi fark ettiğiniz oldu mu? Neden bağınız kopmuştu, neden artık konuşmuyordunuz, neden görüşemiyordunuz gibi ayrıntıları çok da hatırlamasanız da o kişi ile karşılaştığınızda üzüldüğünüz tek nokta nasıl olur da yıllarca hiç konuşmamış olduğunuzdur. Arkadaşınız ile bağınız kopmamıştır ancak incelmiştir. Oturup konuşabildiğiniz, birbirinizi gördüğünüzde sarılabildiğiniz kişiler ile kurduğunuz bağlar kopmamıştır. Kopmayacaktır da. 
Bu örneğin dışında incelen değil de kesilen bağlarımız da vardır. Bazen bu bağları biz keseriz bazen de karşımızdaki kişi keser. Kesilmiş bir bağ veya iletişimin yeniden oluşabilmesi kesilme nedenlerine bağlıdır. Bir bağı kesmek veya iletişimi koparmak o kadar kolay değildir. Büyük bir cesaret ve özveri gerektirir. Bazen zorunluluktan yapılan bu bağ koparma işi bazen severek ayrılanlar masalına dönüşür. 
Bağın kopması veya incelme süreci ne kadar zorlu bir süreç ise bağın oluşturulması da aynı şekilde zorluklar getirir beraberinde. Sağlam bir bağ kurabilmek; güven duymayı, saygı göstermeyi ve sevgi duygusunu içinde barındırır. Ortak paylaşımlarla kuvvetlenen bağların temelinde güven, sevgi veya saygı olmadığı sürece geçici ve hemen kopabilen akışkan veya kaygan bir bağa dönüşecektir. Şöyle düşünelim, sadece birlikte eğlenebildiğiniz ancak oturup herhangi bir konu hakkında konuşamadığınız, en çok ihtiyacınız olduğu anlarda birbirinize destek olmuyorsanız bu bağ denizci düğümleri ile kuvvetlenmeyecektir. Çünkü eninde sonunda bir yerde bağ kurmayı bırakacaksınızdır. Sıkıca tuttuğunuz bir ip sırf bağ kurabilmek adına gösterdiğiniz çaba belki de size veya ruhunuza zarar verebilir. Bu durumlarda bağı kesmek veya inceltmek yerine belki de sadece olduğu gibi bırakmak gerekebilir. 
O halde bağ kurabilmek tıpkı hayatımızı şekillendirmek gibidir. Kurduğumuz ilişkiler, bizlerin yaşama dair bir öz düzenleme yapabilmemize olanak sağlar. Şimdi hemen şimdi, kurduğumuz bağları yeniden gözden geçirmeye, bazılarını kesip atmaya, bazılarını bırakmaya, bazılarını inceltmeye bazılarını daha da kuvvetlendirmeye ne dersiniz?