Siyasî tarihimizde kısacık boyu (1.50 cm), badem bıyıkları ile ilginç bir figür olan Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Valiliği ve Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde, alkol içenlere karşı acımasızdı. Sarhoş olanları şehir dışına çıkarıyor, sarhoş olup olay çıkaranları Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’ne yolluyordu. Alkol alanlar arasında valinin boyu alay konusu olmuştu. Alkol büfelerinden küçük rakı şişesi isteyen akşamcılar, "Ver bakalım şuradan bir Fahrettin Kerim" diyordu. Allah kimseyi akşamcıların diline düşürmesin.
Fahrettin Kerim Gökay bir gün yanına zabıtaları alarak fırıncıları, pastaneleri denetime çıkar. Pastanenin birisine girer, tezgahtaki pastalardan birisini alıp tadına bakar. Pastanın tadı çok hoşuna gider, fırıncıya dönerek "Çok güzel olmuş ne koydun buna?"
Fırıncı "Sana, koydum başkanım"
Başkan hiç bozuntuya vermez gülerek, "Bütün fırıncıları söyleyeyim. Hepsi SANA koysunlar" der.
Dâhi Bilal on Twitter 8 Haziran 2020. "Doğu Perinçek CHP seçmeni bize kaydı” demiş . Sosyal medyada gezinirken rastladım.
Fahrettin Kerim Gökay ile fırıncı arasında geçen anekdot ile ilgili olarak siyasi üslupta bir mizah amacıyla yazımın sonuna Twitter ile ilgili ekleme yaptım. Merak edenler 9 Haziran 2020 tarihli Gerçek Alanya Gazetesi’nde yazmış olduğum köşe yazısına bakabilirler.
"CHP sağa kaydı." Şimdi herhangi bir sağ seçmen bunu kendine hakaret sayıp Cumhuriyet Halk Partisi’ni dava konusu yapabilir mi?
"İstanbul seçmeni İmamoğlu’na kaydı." Bunu yazan herhangi bir köşe yazarını veya televizyon kanalını İmamoğlu'nun mahkemeye verme şansı var mı?
Türkçe’mizin azizliği sakız gibi nereye çeksen oraya uzuyor.
Sonra biz sizinle üniversite yıllarımızda aynı yolun yolcularıydık. Siz o yıllar “Halkın Sesi "olarak sesinizi duyurmaya çalışırken, ben Halkın Kurtuluşu sempatizanıydım. Halkın Kurtuluşu, Halkın Yolu, Halkın Sesi olarak, İlerici Gençlik "İGD" bizi Halkın Sülalesi Maocu Bozkurt diye suçluyordu. Biz ise onları “Sosyal Faşist” olmakla suçlayıp, birbirimize kurşun atıyorduk. Bizler sizinle omuz omuza faşizme karşı mücadele veriyorduk aynı saflarda. Cezaevlerinde aynı komünde aynı sofrayı paylaşıyorduk.
Sonra bir şeyler oldu. Ayran içtik ayrı düştük. Siz iktidarın peşine takıldınız, biz ise hala devrimci mücadelemizi sürdürüyoruz.