Kendimizi kandırmanın bir manası yok, bilelim inanalım ki,  aziz Allah bizlerin yani insanların yani kullarının ne dediklerine, ne söylediklerine bakmaz, ne yaptıklarına, söylediklerinin yapıp yapmadığına bakar…

Öyle bol keseden atıp durarak kendini ve başkalarını kandırma peşinde olmak kolay işte, Allah bu atıp tutmalara, bu içi boş sözlere kanacak mı?

Haşa elbette bu imkansız…

Öyle ise yapmadığı şeyler üstüne konuşarak insan kendini kandırıyor sadece, belki çevresinde üç beş kişiyi de kandırmayı, kendine inandırmaya başarabilir…

Ama bu başarmanın bir karşılığı yoktur Allah’ın yanında…

Belki bundandır “yapmadığınız yapmayacağınız işleri başkalarından istemeyin” der İslam… Ve şimdi yapmadığı işleri yapmış gibi gösteren kişiler ile dolu kentlerin sokakları…

İyilikten söz etmeyeceksin, iyi kişi iyilik yapan kişi olacaksın önce…

Yoksullara yardıma söz eden değil, yardım yapan olacaksın, hem de demeyeceksin kimseye yaptığın bu yardımları yapmışsan…

Ahlaktan söz etmekten çok, ahlaklı kişi, ahlaklı adam, ahlaklı kadın olacaksın… Yani hal dili ile konuşanlardan olacaksın, örnek olacaksın başkalarına, ama bunu dilin ile demeyeceksin… Ne kadar ayıp “bakın ben örnek adamım örnek kadınım” demek?

En başta siyasetçiler, söz üstüne söz veriyorlar, yalan üstüne yalan söylüyorlar başka insanlara, insanları kandırmayı bir marifet sayıyorlar….

Yalanı gerçekmiş gibi söylüyorlar bu efendilerin pek çoğu… Ve biz şehir ahalisi, ülke ahalisi çok fazla kandık onlara, çok fazla inandık…

Çünkü insanların da, bir beklentisi oldu onlardan, oğluna kızına iş mesela, torpil filan deniyor ya, öyle beklentiler… Hak hukuk pek çoğumuzun umurunda değil… Ama konuşurken dillerden düşmeyen sözler hak hukuk, helal haram…

Haram efendiler, haram şimdi her yerde, her kurumda, her evde…

Evet çoklarının ne haram umurlarında ne helal, ama bir çoğu İslami söylem çoğaltma işinde, Allah’ı kandıracak ya, kandırabilirse…

Mesela bu savaş günlerinde bile “eski yeni bir senelik on senelik ne kadar milletvekili varsa” her biri için ömür boyu pasaport işini ayarladılar ve bir tek kişi bile itiraz eden olmadı…

Sağcısı solcusu komünisti şeriatçısı ülkücüsü hepsi evet dediler…

Oysa Allah katında bu işler helal olan şeyler değil… Umurlarında olmuyor işte, ama ahaliyi kandırmak için bir sürü dolap, bir sürü yalan…

Evet insan kendini kandırmamalı, kimse kimseyi de… Hele hiç kimse Allah’ı kandırmaya kalkmamalı… İkiyüzlü olmanın, münafıkça tavırlar sergilemenin kimseye faydası yok… Bari bir birimizi kandırmaktan vazgeçelim…

Hani denir ya… Mekke den hicret eden sahabeler, Medine de şöyle şöyle karşılandı diye… Denir ya evlerini bağlarını bahçelerini koyunlarını keçilerini develerini paylaştılar diye, bize örnek gösterilir ya…

Oysa şimdi yanı başımızda aç ve sefalet içinde yaşayan insanlar… Ve her Cuma günü yeni cami yapılması için yardım toplamalar… Hem de insanları yardıma çağıran imam arkadaşların kendilerinin bir kuruş vermedikleri…

Biliyorum kahırlı ve acılı sözler bunlar, olsun azıcık…

Selam ile…