Alanya yeşilin her rengine yakışan bir güzelliğe sahip olması nedeniyle gönlümüzdeki sevgisi daima çoğalmaktadır. Eskisine nazaran yeşilliklerindeki azalma gün gittikçe artmasına rağmen yinede güzelliğini görmek mümkün. Antalya örneğini dilerim Alanya da görmeyiz.

Gün geçtikçe “topraklarımızdaki erozyonun ” duyarlı vatandaşlarımız sayesinde sık sık dile getirilmesi bu konuya daha fazla önem vermemiz gerçeğini hatırlatıyor.

Alanya’nın yeşilinin daha fazla korunması gerektiğini hepimiz düşünmeliyiz. Düşünmekle kalmayıp, Alanya’da yaşayan her kesimden insanların da bu yeşilliği daha fazla nasıl artırabiliriz diyerek, elimizden geleni de yapmalıyız.

Bu gün Alanya’ya gelen turistler, sokaklardaki bahçelerde bulunan muz ağaçlarının önünde resim çekip, hatıra olarak ülkelerine götürüyorlar. Bizlerse muz ağaçlarını ve bahçelerini katledip, yerlerine beton yığınlarını yapıyoruz.

Tüm bu bağ bahçeler katledilirken de, turizmden şikayet ediyoruz. Gelen yabancıların görmek istediklerini görmezden gelip, hala beton yığınlarına ağırlık verip, güzelim ormanlar, bağlar bahçeler, sitelere, villalara dönüşüyor.

Gelen turist, doğayı görmek istiyor, temiz deniz görmek, kültürümüzü tanımak, tatili birebir yaşamak istiyor.

Daha evvelki yazılarımda da değindiğim gibi, ”Ağaçlar kaderlerine ağlıyor”, bizlerse “rant” düşünüp, yeni muz bahçelerini nasıl beton yığınlarına çeviririz hayallerini kuruyoruz.

Gelecek nesilleri de düşünmek gerektiğini hep arka plana atıyoruz. Toprak kaybı demek; su ve ekmek demek olduğunu unutuyor, unutturuyoruz. Yaşanan afetler ise çok çabuk unutuluyor. Alanya şu anda bir sel felaketi yaşamıyorsa, bu demek değildir ki hiç olmayacak. Bu şekilde şehirleşme devam ederse, yeşillere kıyılırsa, er geç Alanya’da toprak kaybı, erozyon olacaktır. Alanya alt yapısı şu anda yeterli olabilir, (Bu alt yapı da Belediyeyi kutlamak gerekir). Gelecek 5 veya 10 yıl sonra bu hızla büyüyen Alanya’ya yetecek mi?

Alanya’nın sırtını dayadığı dağlar, yeşilliklerinin yerini “Beton bloklarının” aldığını, her geçen gün biraz daha çoğaldığını da görüyoruz. O güzelim dağlarda artık seyrekleşen yeşilliğin azaldığını görmek şahsen beni üzüyor, eminim benim gibi düşünen Alanyalı ya da Alanya’ya yerleşenleri de üzmekte olduğunu duyuyoruz. Yarının gençliği de bu yeşilliklerden faydalansın, torunlarınızın torunları da “Ormanın” kıymeti bilsin. Tema Vakfı bu konuda elinden geleni yapıyor. Sayın Hayrettin Karaca beyefendi yıllardır bu konuda mücadelesini sürdürmektedir. Kendisine de buradan şükranlarımı sunuyorum.