Alanya bir marka şehir. Turizmin yıllarca yükünü çekmiş ve çekmeye devam eden Selçuklu yadigarı kadim şehir. Alanya’da yaşayan halkın büyük çoğunluğu geçimini turizmden sağlıyor. Son iki senede pandemi vurdu, insanlar mağdur oldu. Tam bu sene iyi geçecek dedik. Birkaç tane turist piyasaya çıktı. Onların çıkmasını bekleyen ne kadar müteahhit, taşeron, servis sağlayıcılar, belediye vs. varsa sensörleri öttü. Hepsi ortaya çıktı.
Koca kış ortada görünmeyenler birden hava ısındı hadi bizde çıkalım dediler!!
Son bir haftadır müthiş bir toz salınımı var gökyüzünde. Afrika üzerinden gelen tozdan dağlar görünmüyor. Araçların üzeri berbat bir halde. Ağaçlar rengini kaybetmiş. 
Üstüne bir de bu dediğim kişiler ortaya çıktı. Cuma Pazarı’ndaki büyük proje, ana cadde üzerindeki bisiklet yolu projesi, Turkcell firmasının her caddede uygulamaya başladığı fiber optik kablo çekme hevesi, kentsel dönüşüm uğruna şehrin birçok yerinde eski yapıların yıkılıp yenilerinin başlanması derken, yol sokak, toz, toprak, çamur deryasına döndü. 
Esnaf ciddi sıkıntı yaşıyor. Özellikle kafe ve restoran tarzı yerler konum ve hijyen itibariyle sorun yaşıyor. 
Şehirde gezen turist adı üzerinde gezmeye gelmiş. Lakin gezecek yerler hep şeritle çevrili. Kısacası Alanya tabiriyle "gezme bilader, get öte yanında gıldıra"  deniyor. Turistte oteline geçip her şey dahili dibine kadar hak etmek için lobide, barda, havuz kenarında mesai yapıyor. 
Koca kış geçti üzerinden. Tam baharda bu ne telaşe? bu ne hırs, bu ne vatandaşa saygısızlık...