Babam Abdurrahman Yeşildal iyi bir Sosyal Demokrattı. 1969 seçimleri öncesinde ağaçlandırma çalışmalarını kontrol için Çankırı’nın şimdi hatırlayamadığım bir köyüne gitmiştik. İsmini hatırlayamadım köyün, Handırı olabilir, emin değilim. Yağmurlu bir gündü. Yağmur birden bastırmıştı, hava günlük güneşlik olasına rağmen. Muhtarın evi olabilir, yemek yiyoruz. Daha çok küçüğüm, 11 yaşlarında falan…
*
Köylüler sordu, ‘Şefim malum önümüzde seçim var hangi partiye oy verelim’ diye… Babam şöyle bir düşündü, ‘Bana 4 -5 tane kaşık veya çatal verebilir misiniz?’ diye… Herkes şaşırdı sorulan soru ile bunun ne alakası var diye... Neyse kaşık ve çatallar geldi. Babam 5 kaşığı sıra ile sofraya dizdi, “Bakın ben devlet memuruyum elbette benim de bir düşüncem var ama devlet memurunun partisi olmaz, Ben size partilerin yerine bu kaşıkları koyuyorum. Her birisinin programını, düşüncelerini açıklayayım hiçbir eklenti yapmadan. Siz içinden oy vereceğiniz kaşığı seçin” dedi.  Ardından anlatmaya koyuldu. O zamanki siyasal partilerin isimlerini belirtmeden programlarını açıkladı bir bir. Sonra sordu, “Şimdi söyleyin bakalım siz hangi kaşığı tercih edersiniz? İçlerinden birisi heyecanla atıldı diğerlerini beklemeden, “Şefim şu da iyi emme en iyisi şu.’ Diğerleri de hemen hemen ekseriyetle başını sallayarak tasdik etti. Israrlara rağmen partilerin isimlerini söylemedi. ‘Ben devlet memuruyum, devlet memurunun partisi olmaz, siz hangi partiye oy verirseniz verin hangi düşüncede olursanız olun devlet sizin devletiniz, ben de o devletin memuruyum’ dediğini hiç unutmuyorum. Akşam arabayla eve dönerken sordum, ‘Aslında bende siyasetle çok yakından ilgiliyim ya baba, köylülerin seçtiği kaşık  hangi partiydi?’ dedim. Aslında sorunun cevabını biliyordum. Aracı kullanan şoför de iyi bir sosyal-demokrattı iyi biliyordum. ‘İşçi partisiydi değil mi şefim?’ dedi. Babam gülümsedi tasdik edercesine…  Ben bilmiyormuşçasına babama tekrar sordum, ‘Peki şu da iyi emme dediği kaşık hangi partiyi temsil ediyordu dedim. Şoför  hemen cevabı patlattı, ‘Canım o da Halk Partisi… ‘ Babam yine gülümsedi.
*
O seçimlerde işçi partisine hiç oy çıkmadı. CHP’ye ise bir elin parmakları kadar oy çıktı. Benzeri bir durum Fidanlıkta da yaşanmıştı. Yıl 1978 veya 1979 olmalı. Fidanlığın tüm işçileri Disk’e bağlı bir sendikaya geçmişti. İşçilerle sohbet ederken babam sordu, ‘Bu sendikaya niye geçtiniz?’ diye. ‘Şefim bu sendika haklarımızı iyi savunuyor’ dedi. Babam sordu, ‘İyi ama sen sağcı bir partinin delegesisin o parti bu sendikayı komünistlikle suçluyor bu nasıl iş?’ İşçi hazır cevap, ‘Şefim o iş başka bu iş başka…’
*
Ali İnandık, 1965 yerel seçimlerinde AP’den Çankırı Belediye Başkanı seçilmişti. Babamın çok yakın arkadaşı idi. Çok demokrat bir insandı. Belediye Başkanlığını ilk yıllarında şöyle bir konuşmasını hatırlıyorum, bir aile sohbetinde… Akıllı bir belediye başkanının en büyük yardımcıları muhalefet partileridir. Çünkü iktidar partisi mensupları belediye başkanlarından kanunsuz iş teklifleri ile gelirler. Hangi parti olursa olsun, kanunsuz işi yapmamak için muhalefetten yardım istersiniz. Benim en büyük yardımcılarım CHP’li meclis üyeleridir.’
*
Bu yüzden de partisi ile uyuşum sağlayamadı ve 1969 yerel seçimlerinde bağımsız aday oldu. CHP’lilerin de oylarıyla yeniden belediye başkanı seçildi. Dürüst ve çalışkan bir insandı. Babamla birlikte Çankırı’nın bütün caddelerini ağaçlandırdılar. Ağaçları babamın daha önce bölge şefliği yaptığı Karabük-Yenice’den getirdiler. Kaleyi ağaçlandırma projesinde el ele verdiler. Kalede su yoktu bunun için önce su deposunu hayata geçirdiler. Aşağıdan havuza su basacak bir proje geliştirdiler ve o sularla kaleni ağaçları sulandı. Bugün geldiğimiz noktada  Çankırı Kalesi bir ormana dönüştü. Yemyeşil bir çevre başta rahmetli Ali İnandık ve babamın eseridir. Ali İnandık koyu bir Galatasaraylı idi ve benim de Galatasaraylı olmamda en büyük pay sahibidir. İkinci dönem belediye başkanı iken 1973 yılı olmalı, bir ameliyat esnasında kalbine yenik düştü. O güzel insanı rahmetle anıyorum, ruhu şad olsun. Çankırı’ya büyük hizmetleri dokunmuştur. Onun, ’Bir belediye başkanının  en büyük yardımcısı muhalefet partilerinin meclis üyeleridir’ düşüncesini Gazipaşa Belediye Başkanı seçilmesi nedeniyle  tebrik ziyaretimde Sevgili Burak Özgenç’e aktardığımı hatırlıyorum.
(Devamı haftaya…)