Acısı ve tatlısı ile bir yıl daha eskittik. Neler yaşamadık ki ? Her yeni yılda olduğu gibi, yine bir heyecan sarıyor, mutlulukla hüznü bir arada yaşayan bizler değil miyiz? Bazılarımız buruk girecekler, yaşlısı veya gencini kaybedenler, hayallerini kaybedenler, yeni hayaller peşinde koşanlar. Herkes kendine göre yaşadı hayatını, yaşayacaklarda. Bu yazdıklarımın içinde eksik olan da sağlık, en önemlisi de bu olsa gerekir. Sağlık olmadan hiçbir işin altından kalkamayız.

Hayatı yaşarken, en sona bıraktığımız hep sağlık olmuştur. Aklımızda yapacağımız işler vardır. Bu işimizi de halledelim, aman şu da olsun, aman bu da vs.lerin arkası hiç kesilmez. Sağlık denince de, “Amaaan boş ver, daha genciz elimiz ayağımız tutuyor, şu amacıma bir ulaşayım, gerisi kolay, zaten paran olursa sağlığımda olur.”

Biz bunları düşler, yaşarken de seneler gelir, geçer, birde bakarız ki aynalardaki bizler değişmişiz, bir başka ben olmuşuz. Tüm bu değişiklikler yaşanırken, yıllar su gibi akıp, geçmiştir.

Hayata bakış açımızda değişti. Yılların su gibi aktığı zaman diliminde, hissettiklerimizi yaşamamız, maalesef pek mümkün olmuyor. Dünya türlü değişim içinde, doğadaki kirlilik diz boyunu çoktan aştı. Doğal felaketler sık sık yaşanır oldu. İnsan hayatı pamuk ipliğine bağlandı. Ölümün soğuk yüzü, aramızda sıradan katillerle kol geziyor. Anlayacağınız gibi yaşamak da zorlaştı. Depremlerde ölümlerin bir çoğu çürük yapılardan dolayı oluşuyor. Biz insanlar hala bu katliamlardan dersler çıkarmayı başaramıyoruz. Bu çürük yapıları yapanlar ve eksik malzeme çalanların hikayelerini okuyoruz. Japonya’da olan deprem sıklığı bizim ülkemizde olsaydı, sanırım milyonlarca insanımız ölürdü. Japonlar ise bu depremleri birkaç yaralı ya da birkaç ölüyle atlatıyorlar, işte insana bakış açısı...

Maçlarda kavga edenleri seyrediyoruz, maç sonrası silahlarına sarılan magandaların kurşun seslerini dinliyoruz. Silah insanı adam etmez, silahına güvenenler, bir gün güvendikleri silahların karşısında devrileceklerdir. Yıllarca alın teri ile çalışanların, başlarını sokacak bir yuva almak için verdikleri mücadeleleri görüyoruz. Gün geçmiyor ki, kahrolası teröre kurbanlar veriyoruz.

Güzel haberler dinlemek, mutlu olmak, biz insanların en büyük temennisi ama insan oğlu bir türlü savaşları önleyemedi, bu da savaşların anne ve babaları olmadığı için, savaşlar asırlardır ölmedi. Her yeni yılda en güzel temennilerde bulunur, dualar ederiz. Hayallerimize, yenilerini ekleriz.

Her yeni yıldan beklentilerimiz, umutlarımız vardır. Umudumuz, yaşam kaynağımızdır. Kadınımız, erkeğimiz, ailemizle amacımız mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmektir. Beklentilerimizin başında da piyangolar gelir. Yılbaşı biletlerine milyonlarca umutlar, hayaller takılır. Pembe hayaller kurarız, çıkarsa şöyle yaparız, şunu bunu alırız.

Kazanamayanlar, bir sonraki yıla bırakır ümitlerini, kazananlar ise hemen ortadan kaybolurlar.

Aklımızdan çıkarmamamız gereken bir şey var ki, oda öldükten sonra, öbür dünyaya götüreceğimiz fazla bir şeyimizin olamayacağını sık sık düşünmek gerek. Bizimle gidecek olanlar sadece güzel anılarımız, yaptığımız iyiliklerdir.

Yeni yıl için hediyeler alınır, herkes kendine göre bir şeyler yapar yılbaşında, en güzeli de birkaç sevgi sözcüğüdür, anneye, babaya, çocuklara, eşe dosta sevgi ve saygı göstermektir. Bazen bir kır çiçeği bile en güzel hediye olabilir.
Güzel ülkemin güzel insanlarının yeni yılını en içten dileklerimle kutlar, tüm dünyada sağlık, barış, huzur, içinde daha nice yıllar dilerken, umutlarınızın, hayallerinizin gerçekleşmesini yürekten temenni ederim.