Ben yüreği dedim, sen kalbi de istersen...

Hangisine aklın yatarsa onu de...

Ama denir ki kalp ile yürek aynı şeyler değildir, kalbin de, bir yüreği olduğu dillendirilir en azından şiirler de...

Gözü kör olan insanlara acıyan bir toplumuz, ama görmüyoruz yüreği kör olanları, ve ne kadar çok olduklarını...

Önce yüreği kör olmamalı insanın...

Gözü görmeyenler ile her şeyi konuşabilirsin, onlar insanı dinler, elinden tutar, ama yüreği kör olanlara laf anlatamazsın, söz dinletemezsin...

Çünkü gözü kör olanlar iyilik  dolu yanlarını, insan hasletlerini kaybedenlerden olmamışlardır hiç bir zaman...

Görmeseler de her dim insanın gözlerine bakar gibi yürürler, yürüdükleri yerlerde...

Yürekleriyle gördüklerini ima ederler her daim...

Çoğu kere daha insan, daha merhametli daha aydınlık insanlardır gözleri kör sandıklarımız...

Ama ya yüreği körse, kalbi körse insanın....

Ne iyiliği kalmıştır, ne hayrı ne güzel yanları, ne aydınlık sözler edebilirler çevrelerine, ne aydınlık davranışlarda bulunabilirler...

Kendilerinin dışında kimse ilgilendirmez onları...

Sadece kendilerini, kendi çıkarlarını kendi hayatlarını kendi yarınlarını düşünenlerdir onlar...

Ne Allah korkuları vardır, ne hesap...

Sadece konuşurlar, sadece gürültü çıkarırlar, sadece biz biliriz derler...

Pek çoğunun umurlarında değildir, başka insanların başına gelen sıkıntılar...

Dinden söz ettikleri zamanlar olur, ama akıllarına düşmez düşenin elinden tutmak...

Başkalarını aşağılamak, başkalarıyla dalga geçmek,yaptıkları en iyi iştir...

Ne merhamet akıllarına düşer, ne vicdan, ne Allah'ın büyüklüğü...

Onlar için büyük olan yalnız kendileridir...

Ne lütfen demek isterler, ne özür dilemek canlarını yaktıkları insanlardan...

Vatanın bir değeri yoktur onların yanında, çoğu yağmacı talancıdır...

Dünyaya ait her şey kendilerinin olsun isterler...

Haram helal diye bir sorunları yoktur, onlar için elde ettikleri her şey helaldir, ve onlarındır...

Hak hukuk bilmezler...

Dine inanır gibi yaparlar, ama dinin koyduğu bütün sınırlara bütün yasalara karşıdırlar...

Kendi yasalarını kendileri koyarlar, kendi sınırlarını kendileri çizerler...

Ne yazık böyle insanların varlığı her yerde, her alanda...

Ve bunların pek çoğu kendilerini iyi pazarlarla halka, kendilerinin çok aziz olduklarını kabul ettirmek için her türlü oyunun içindedirler…

Neyse uzun etmeyelim...

Yüreği kör olmamalı insanın insan kalmak diye bir arzusu varsa...

Dinden söz edecekse önce yüreği ile konuşmalı...

Bir yandan dünyaya asılıp dünyaya tutunma mücadelesi veren  kişilerin sahip olabileceği işlerden değil yüreğinin kör olmaması...

Önce büyük Allah korkusu taşımalı insan...

Ve sonra kitabın ne dediğini dinleyenlerden olmalı...

Muhammed Mustafa’yı örnek almayı şiar edinmeli isteyerek ve bilerek...

Hoşça kalın...

Selam içinde kalın...