Akseki, Manavgat, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinde hayvancılık dışında geçim kaynakları bulunmayan Yörükler, havaların ısınması üzerine daha serin olan yaylaların yolunu tuttu. 

Yaz mevsimini Akseki’nin 2 bin 200 rakımlı Göktepe ve Gündoğmuş ilçesinin 2 bin 50 metre rakımlı Eğrigöl ve Alanya’nın 2 bin 200 metre rakımlı Söbüçimen Yaylalarında geçirecek Yörükler, gelişen teknolojiye bağlı olarak at ve deve sırtında değil, motorlu araçlarla göç ediyor. 

Un, bulgur, tuz, kazan, tencere, yayık, beşik, yatak ve yorganlarını kamyonet, kamyon, traktör ve otomobil gibi çeşitli araçlarla taşıyan Yörüklerin ana geçim kaynağı olan keçiler ise çobanlar tarafından otlatılarak götürülüp getiriliyor. Bazı Yörükler ise hayvanlarını kamyonlara yükleyerek yaylalarına getiriyorlar. 

Manavgat ilçesinin Namaras (Çamlıbel) Mahallesi'nden yaylaya çıkan 56 yaşındaki Ahmet Gündüz, çocukluğunden beri hayvancılıkla uğraştığını, hayvancılık mesleğinin atalarından kalan bir meslek olduğunu söyledi. Sahilde havalar ısındığında hayvanların durmadığını anlatan Gündüz, "Hayvancılık bize dededen kalmadır. Dedelerimiz yıllarca bu yaylalara çıkmış. O zamandan beri bu yaylalara çıkıyoruz. Hayvanlarımızı eskiden kara yolundan yaya olarak getiriyorduk. Şimdi trafiğin engellememek için hayvanlarımızı kamyonlarla getiriyoruz. Bu mevsimde sahiller ısındığından Toros Dağlarına, Yaylalara çıkmak zorundayız. Burada Eylül ayı sonuna kadar kalıp, tekrar sahile dönüyoruz" dedi. 

Kar nedeni ile bu yıl geç çıktılar 

Bu yıl fazla kar yağmasından dolayı yaylaya 15 gün geç çıktıklarını anlatan Gündüz, "Eskiden Göktepe, uzunlar yaylasına bundan 15 gün önce çıkardık. Hayvanlarımızdan elde ettiğimiz yağ ve peynirleri kar obruklarında saklıyoruz. Göç zamanı buzhanelere koyuyoruz ve daha sonra ise pazarlıyoruz. Bizim burada hayvanlarımız doğal ortamda beslenir. Peyniri ve yağı oldukça lezzetlidir" diye konuştu. 

Manavgat ilçesi Gebece Mahallesi'nde yaşayan Duran Topaça (67) ise hayvancılık mesleğinin atalarından kaldığını söyledi. Hayvanlarını yaylaya çıkararak obalarına yerleştiklerini anlatan Topaça, "Her yıl mayıs ayı sonlarında, hayvanlarımızla beraber Akseki’nin Yarpuz Mahallesi yakınlarındaki Kaklıktaş Yaylası’na çıkıyoruz. Şu an obalarımıza yerleştik, Eylül ayı sonunda, kasım ayı başlarında ise tekrar köyümüze döneceğiz" diye konuştu. 

Topaça, keçilerin sütünden yoğurt ve peynir yaptıklarını dile getirerek, bunları yaylaya kadar gelen özel müşterilere sattıklarını belirtti. 

Eylül sonuna kadar yaylada kalacaklar 

Manavgat’ın Uzunlar mahallesinden yaylaya çıkan Abdi Sezen, Toros Dağlarında koyunlarını otlatmak için çıktıklarını ve obalarda kaldıklarını söyledi. Devamlı olarak yaylalara çıktıklarını ifade eden Sezen, "Sıcaklarda koyunlar sahilde durmaz Hayvanlarımız mayıs ayının başı gelince yaylaya gitmek ister. Yola çıkınca kendileri giderler. Yollarda sıkıntılar çekiyoruz. Bu yıl kar çok yağdığı için yayla yolları geç açıldı. Yaylalarda hava ve kar çok güzel. Kendim eskiden kamyonculuk yapıyordum. Şimdi ise 20 yıldır hayvancılıkla uğraşıyorum. Eşim ile birlikte yaylaya çıkıyoruz. Biz her yıl yaylaya çıkmak zorundayız. Bizde hayvanlarımızda yaylada huzur buluyoruz. Ekim ayının ortalarına kadar yaylada kalıyoruz. Daha sonra ise evlerimize yeniden göç ediyoruz" dedi.