Muhalefet partileri seçimi kazanacaklarına çok inanıyorlar, taraftarlarını da inandırıyorlar.

Seçimi kaybedince mazeretler üretip, bütün suçu başka yerlerde arıyorlar.

Seçim sonrası bir süre kendilerine gelemiyorlar.

Muhalif seçmen ise alınan kötü sonucu sağlıklı analiz yapamıyor. 

Duygusal beklentileri yüksek olduğundan yıkılıyorlar.

Bu tekrar edip duruyor.

Siyaset bilimcisi değilim ama ortalama bir vatandaş olarak bunun nedenlerini anlamaya çalıştım.

Yaşım gereği son 40 yılda ülkemizde yaşanan siyasi hareketlerin başarı ve başarısızlıklarına şahit oldum.

**

Öncelikle iktidara talip olan bir siyasi hareketin ideolojisi toplumun çoğu tarafından kabul edilebilir olması gerekiyor.

Yani toplumun çoğunun hassasiyetlerini dikkate alan bir düşünce hareketi olmalıdır.

Sonrasında bu düşünceyi hayata geçirecek liderin halkın geneli tarafından güvenilir, inandırıcı olarak kabul edilmesi gerekiyor.

Liderin geçmişi ve bugün söyledikleri tutarlı olmalı, gelecekte de davası için her şeyi yapabilir algısını halka vermelidir. Güçlü güvenilir lider olmalıdır.

Bu yeterliliklere sahip olan siyasi hareket yerelde teşkilatlanmasına çok önem vermeli.

Liderin düşüncesini hayata geçirecek yerel liderler ve ekiple ülkenin her noktasında teşkilatlanmasını yapmalıdır.

Yönetim kurulu yerelde halkın bildiği inandığı güvenilir kişilerden oluşmalı.

Yerel yöneticiler sadece seçim zamanı değil her zaman toplumun her kesimi ile iletişim halinde olup ülkenin ve yerelin sorunlarını takip etmelidir.

Her zaman ikili münasebetlerinde  ve basın aracılığı ile kamuoyuna düşüncelerini paylaşmalıdırlar..

Teşkilatın birinci hedefi yerel seçimlerde başarılı olmak olmalıdır.

Yerelde sağlıklı, uyumlu, toplumun her kesimi ile iyi ilişkiler kuran bir hareket önce yerelde başarılı olacak.

Sonra ülkenin yönetimine talip oldukları zaman yereldeki başarılı çalışmalarından dolayı seçimi kazanma şansları artacaktır.

Yerelde iyi teşkilatlanmayan, insanlara tepeden bakan, halkı anlamak yerine kendi değerlerini ona dikte eden, insanlarla insani ilişkiler kurmayan, giyimi kuşamı tavırları ile halktan biri gibi yaşamayan siyasi hareketin temsilcilerinin düşüncelerinin halk tarafından kabul görmeyeceği aşikârdır. 

Başarılı bir siyasi akım liderini iyi seçmeli, düşünceleri halkın geneli tarafından kabul görmeli, güvenilir inandırıcı olmalı, yerelde teşkilatlanmasını iyi yapmalı, toplumun her kesimine dokunmalı, yerel seçimlerde başarılı olmalıdır. 
Bunları başaran siyasi hareket ülke yönetimine talip olduğu zaman halk tarafından itibar görür.

Seçimi kaybedenlerin, seçmenin neden böyle davrandığını anlamaya çalışmak yerine,

Seçmenin davranışını aşağılar ifadeler kullanmaları aslında o siyasi hareketin seçmen tarafından neden itibar görmediğinin bir göstergesi olduğunu dahi bilemiyorlar. 

Ya biz bunları biliyoruz zaten diyorsanız.

O zaman bunları iyi yapanlar hep kazacak yapamayanlar ise hep kaybedecek.

Benim anladığım bu.