Taharet musluklarının olmadığı yıllarda ,genel tuvaletlerin önünde 5-6 adet içi su dolu ibrik bulunurmuş .İbrikler boşaldığında ibriklere su dolduran,tuvalete girenlere ibrikleri sunan "İbrikçi başılar "varmış. Günlerden birgün sıkışık vaziyette tuvalete koşan birisi ibriklerden birisini kaptığı gibi kapıya yönelmiş .Bir ses -Bırak o ibriği ,öbür ibriği al.
-Ne fark edecek ,hepsi aynı ibrik değil mi?
 -Bana bak ! ben eşek başı değil ibrikçi başıyım.Sen istediğin ibriği aldıktan sonra ,benim burada görev yapmamın ne anlamı var .
    Sigmun Freud(Psikanalizin)kurucusu. "Atalarımız Milyonlarca yıl önce dört ayak üstünde dolaşıyorlardı. Büyük ve Küçük ihtiyaçlarını aynen hayvanlar gibi durdukları yerde yapıyorlar, birbirlerinin pis kokularını çok yakından koklamak zorunda kalıyorlardı"der  Ne zaman ki iki ayak üzerinde durmaya başlayıp ,eller yürüme organı olmaktan çıkıp serbest kalınca "Homo Sapiens" dediğimiz Modern İnsan ,taş ve sopayı silah olarak kullanmaya başladı.Artık kendini savunabiliyor ,av olmaktan çıkıp avcı konumuna geçiyordu .
    Yıllar sonra toprağı işlemeyi öğrenen insan ,avcı (Sürekli hareket eden) toplum özelliğinden sıyrılıp ,yerleşik düzene evrilmeye başlamıştı.Verimli topraklar üzerinde nüfus yığılmaları başlayınca ,insanlar uluorta yerlere dışkılamayı bırakıp tuveleti keşfettiler.Tarihi bulgulara baktığımız zaman MÖ 4000Yıllarında Mezopotomya'da tuvalet kalıntılarına rastlanır.
    Romalılar döneminde yüzyüze oturarak tuvalet ihtiyacını gideren Romalılar bu ara alışveriş yapıp,memleket sorunlarını da tartışırlarmış .
    Sokrates, Platon,Eflatun gibi düşünürleri yetiştiren koskoca Eski Yunan' da tuvalet yokmuş .Karanlıktan yararlanan Atinalı duvar diplerine dışkılarını bırakırken sokakları b..k götürüyormuş.
     Ben paralı ilk def-i hacet eylemini demirciler sokağında bulunan Belediye Tuvaletinde gerçekleştirmiştim .Tuvaletin girişinde teneke bir levhanın üzerinde fiyat tarifesi yazardı ."Büyük 25Kr" "Küçük 15Kr"  Tuvaletin sorumlusu Kamil (Sırma) ağa idi .Kâmil ağa üzerinde minderi olan tahta bir sandalyada oturur ,önünde çekmecesi olan küçük bir sehpa dururdu .Tuvaletten çıkanlara büyük mü,küçük mü diye sorar ücreti ona göre alırdı. Çoğu insan büyük tuvaletini yapmasına rağmen parayı az ödemek için küçük der geçerdi .Kâmil ağa tuvaletten çıkanların kimin büyük  kimin küçük yaptığını bilirdi ,ama yinede sesini çıkarmazdı.
   Tuvaletler çok kalabalık olurdu hele Cuma günler insanlar sıraya girerdi.Kamil ağa bazen müdahale etmek zorunda kalırdı tek tek kapıları vurarak "Acele edelim,dışarıda bekleyenler var "
    Tuvalet kapılarına ,duvarlarına yazılanlarla ciltler dolusu kitaplar yazardın İşte bir kaç örnek:"Yazı yazma helâya başın girer belaya" "Nekadar sallarsan salla dona düşer son damla" "Bunu yazan tosun okuyana g.....un" "İlimdir insanların rehberi ,tuvalettir ib.....lerin defteri" .Daha neler aşkını ilan edenler .Cinsel içerikli yazılar ve resimler.
    1970 Yılının ortalarına doğru başlıyan sağ sol kavgası ,atılan sloganlar ,tuvalet kapılarında ,duvarlarda yer bulmaya başladı "Komünistler Moskovaya" "Dünya gezmekle ,komünist ezmekle tükenir "Kahrolsun komunizm" "Kahrolsun Faşizm" Faşistlere ölüm" "Tek yol devrim" vs 
   12 Eylül 1980 yılına kadar süren bu kavga 80 ihtilali ile birlikte kesildi .O  Yıldan sonra tuvaletlerinde tadı kaçtı Alaturka tuvaletin yerini Alafranga alınca memleketim insanı gavurun kıçını koyduğu yere ben ayağımı koyarım diyerek itirazda bulunsada durumu  kabullenmiş görünüyor .