Türkçe’nin doğru kullanımı ve yaygınlaştırılmasını amaçlayan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin her yıl gerçekleştirdiği İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın 4’üncüsü İncekum Wome Delux Otel’de yapıldı. Toplantıya katılacağı açıklanan Antalya Valisi Münir Karaloğlu başka bir programa katılması gerektiği için toplantıya katılamazken, AK Parti Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse, Kemal Çelik, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu, AK Parti Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Toklu ve Basın İlan Kontrol Hizmetler Müdürü İbrahim Delibaş toplantıda yer aldı. Saat 14:00’da başlayan toplantıda ilk olarak Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin amaçlarını ve faaliyetlerini anlatan slayt gösterisi sunuldu. 

“ÖZENTİYLE DİLİMİZ KİRLETİLİYOR”

Milli Eğitim Bakanlığı temsilcilerinin de katıldığı toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem, “Bir yıl aradan sonra tarihimizin ve kültürümüzün önemli yerlerinden Türk Turizminin başkenti Antalya’mızın kadim ilçesi Alanya’da bir araya geldik. Günümüzde maalesef dilimize gereken önemi vermiyoruz hak ettiği hassasiyeti göstermiyoruz. Tanıtım yerine “lansmanı” kullanmanın toplantıyı yöneten kişiye “moderatör” denmesini anlamıyorum. Toplu konutlara “life” demenin hastanelere “hospital” demenin gerekçesini birisi söyleyebilir mi?. Sadece özentiyle dilimizi kirletmeye kimin hakkı var.” Diye konuştu. 

“KÜLTÜRÜMÜZÜ KAYBEDİYORUZ”

Dilin kültür açısından önemine de vurgu yapan Erdem, “Beraberliğimize göz dikenlerin planlı programlı çalışmaları bunlar. Bu yozlaşma bize çığ gibi zarar vermeye devam ediyor. Bugün bilerek ya da bilmeyerek yabancı kelimeleri Türkçe gibi kullanmaktan Türkçe kelimeleri de yabancı gibi yazmaktan seslendirmekten çekinmiyoruz. Bir bozamadığımız özel isimlerimiz vardı. Ebubekir’i Aboubakar diye seslendirdik. Dilimizi kaybederken kavrayışımızı ve bizi millet yapan ruhumuzu kaybediyoruz. Peyami Safa’nın dediği gibi dilini kaybeden millet her şeyini kaybetmiştir. Dilini geliştirip zenginleştiremeyen milletler milli kültür oluşturamaz ve oluşmuş kültürü koruyamazlar. Dilimizin yeteri kadar bilinmemesi ve gücünün farkında olunmamasından kaynaklanan bir durum bu. Türkçe’nin 5 bin yıllık geçmişe sahiptir.” Şeklinde konuştu. 

İSİM DÜZELTMELERİNDE ANTALYA 5’İNCİ 

En çok isim düzeltmelerinin kadınlar tarafından yapıldığını söyleyen Erdem, “İsimlerin usulüne uygun olarak yazılması söylenmesi çocukların anadilini sevmesi için de önemlidir. Antalya isim değişikliği ve düzeltme işaretlerinin geri alınması yasası kapsamında bin 85 ile İstanbul’un lider olduğu listede 5’nci sırada yer aldı. “ Dedi

İDARECİLERİMİZE BÜYÜK GÖREV DÜŞMEKTE

Türkçe’nin korunmasına ilişkin gerek yerel belediyeler gerekse de idarede görevli bireylere çok büyük görevler düştüğünü ifade eden Erdem “Şimdi görev idarecilerimizde özellikle belediyelerin iş yeri ruhsatlarında standartlara uygun olup olmamasına dikkat etmesi gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının tabelalarında sıkıntı yok ama iş yerlerinde kullanılan yabancı tabelalar noktasında kendimizi eziyoruz. Milletçe eziliyoruz. Örneğin bu otel kime hitap ediyor? Adı Wome. Senin yaptığın iş kaliteliyse, fiyatı da uygun ise ismi ne olursa olsun kitle seni tercih eder. Bu anlamda isimleri değiştirmek yerine isimlerin altı doldurulmalıdır. Biz yaptığımız işi iyi yaparsak isme kimse bakmayacak ve işimizin kalitesini tercih edeceklerdir. Belediyeler yasasına bir madde konulması gereklidir. Türkçe olmayan iş yeri tabelalarına ilişkin bu maddenin eklenmesi zaruridir. Arkasından ise markalar gelmektedir. Markalar noktasında da yasakçı değil teşvik eden bir takım düzenlemelerle birlikte Türkçe’nin korunması sağlanmalıdır. Hızla gelişme gösteren bilişim teknolojisine bağlı olarak dilimize yerleşen yabancı kelimelere ilişkin de gereken önlemler alınmalıdır. Hepimiz bu noktada elimizi taşın altına koymalı ve bir başkasını beklemeksizin dilimize yerleşen yabancı kökenli kelimeleri Türkçeleştirmeliyiz. Resmi kurum ve kuruluşlarımızda bile bu noktada ciddi bir zafiyet söz konusudur. Yeni dönemde yasaların dili başta olmak üzere kamunun dili taranmalı ve dilimize yerleşen yabancı kelimelerin kültürümüze mal olmuş kelimeler ele alınarak karşılıklarına değiştirilmesi gerekmektedir. Toplumsal duyarlılığımızın bu anlamda yükseltilmesi adına hepimize teker teker görevler düşmektedir. Dilimiz kimliğimizdir. Bunun altını bir kez daha çizmekte fayda görüyorum” ifadelerini kullandı. 

“DİL, MİLLİ ŞUURU BESLER”

Kürsüye çıkan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel toplantıya katılmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı. Türel, “Şimdi Ekrem abimizin böylesine güzel konuşmasının ardından Türkçeyi iyi kullanarak konuşma yapmaya çalışmak da oldukça zor. Bu toplantıyı son derece önemsediğimi ifade etmek isterim. Hepimizin bildiği gibi dil milleti ayakta tutar. Milli şuuru besleyen çok önemli bir husustur. Milletin varlığı dilin varlığı ile mümkündür. Dilimizin yabancı kelimler ile istila altında olduğunu ifade ediyoruz. Bir ülkeyi bölmek istiyorsanız bunun en iyi yolu onu manevi değerlerinden dilinden uzaklaştırmaktır.” Şeklinde konuştu. 

“TÜRKÇEMİZİN TAHRİBATI ENGELLENEMEZ BOYUTLARA ULAŞIYOR”

Günümüzde kullanılan teknolojinin de dil üzerindeki etkisini yorumlayan Türel, “Bu çağın olmazsa olmazı internet ve buna bağlı olarak kullanımı hızla artan sosyal medyanın kendine has dili. Ne yazık ki gençlerimiz ve çocuklarımız bilişim dili olarak kabul edilen bir dili öğreniyor. “Q” klavyeden vazgeçmiyor. Türkçemizin yaşadığı bu tahribat engellenemez boyuta ulaşıyor. Türklerin bilinen ilk alfabesi Göktürkler tarafından yazılmış ve Orhun anıtlarında yer alıyor. Biz de oraya gitmiştik. Bu anıtlar Türkçemizin derinliğini en güzel şekilde ortaya koyuyor. Kelime haznemiz çok. Bizim yabancı kelimeler hiç ihtiyacımız yok.” Dedi. 

“ÇUVALDIZI KENDİME BATIRIYORUM”

Belediye başkanı olarak kendisinin de dil konusunda hataları olduğunu söyleyen Menderes Türel, “Bende çuvaldızı kendime batırarak düşünüyorum “park” yerine neden “bahçeyi” kullanmıyorum. Biz Antalya’da Yaşam Parkı dediğimiz projemiz var şimdi sorguluyorum neden “Yaşam Bahçesi” demedik. Kısacık bu toplantıda birlikte olmamız bile bize bunları düşündürüyor. Burası bir turizm şehri, Antalya’mızda olabildiğince bu sorumluluk çerçevesinde hareket ediyoruz.” İfadelerini kullandı. 

YABANCI TABELAYA YÜKSEK BEDEL”

Antalya’nın turizm kendi olması nedeniyle esnafın yabancıların ilgisini çekmek için yabancı tabela kullandığını söyleyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Antalya’nın  yaz nüfusu 5 milyon. Bunun önemli bir kısmı yabancı. Esnaf onların ilgisini çekecek şekilde yabancı tabela isimleir kullanıyor. Turizm şehrinde buna hayır diyemeyiz ama bunun bir yasal mevzuata dayandırılması süratiyle misli misli reklam tabela bedeli alabiliriz. Yasaklamak yerine caydırıcı hale getirebiliriz. Özellikle şirket tescillerinde isim büyük önem taşıyor. Yabancı isimlerin tescili halinde farklı bir tarife uygulanmalı. Dilimizin dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlamak hepimizin görevi. “ Diye konuştu.

Konuşmaların ardından Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem “Bizimki Türkçe Sevdası” isimli kitabını protokol üyelerine hediye etti ve toplu fotoğraf çekimi yapıldı.

Editör: TE Bilisim