Alanya'da turizm Avrupalılar ile başladı. Bu zaten bilinen bir gerçek. Tabi ki ekonomik şartlar ve turizmin ilçedeki etkileri de zamanla kendini göstermeye başladı. Özellikle, yurdun dört bir yanından İngilizce bilenler çalışmak için Alanya gibi turizme başlayan destinasyonlara akın etti. 

Şehirde, neredeyse yerli vatandaş kadar çok turist olunca da tabelalar da yerini İngilizce kelimelere bıraktı. Bir dönem patlama yapan kuyumcular, turistik restoranlar ve butiklerin tabelaları adeta yabancı bir ülkede yaşıyormuşuz hissi veriyordu. İngilizce global bir dil, Dünya'nın ortak dili buraya kadar zaten bir sorun olmadı. 

Ancak, zamanla türeyen yeni İngilizce tabirler kültür darbesi haline geldi.

Örneğin, lahmacun oldu "Turkish Pizza", hamam oldu "Turkish Bath (banyo)" bunun gibi bir çok örnek bulmak mümkün. Halbuki kültür yabancı ülkelere göre uyarlanmaz, yabancı ülkelere benimsetilir. İtalyanlar bize nasıl "Pizza" dedirtiyor ise biz de onlara "Lahmacun" dedirtmeliyiz. Onlar bize nasıl "Hamburger" dedirttiyse biz de onlara "Lokum" dedirtmeliydik. Aynı "Yoğurt" gibi.

Turizmin gelişiminin kültürel miraslara zarar vermesi sadece bizde yaşanan bir durum değil tabi ki, turizmle uğraşan ve gelişmekte olan bir çok ülkede bu tarz durumlar yaşanıyor. 

Şimdi sürecin devamına bakalım, Rus pazarlarının devreye girmesiyle tabi ki deri ve inşaat sektörü adeta patladı. Bu defa yabancı dilden ziyade yabancı alfabeler türedi. Her tarafta Rusça yazılar oluşmaya başladı hem de Türkçe anlamı dahi belirtilmeden. 2000'li yılların ortalarında kendimizi bu şehirde yabancı hissediyordu. Bereket eski işletmelerimiz vardı da onlar ivmesini pek değiştirmedi. 

(Bu yazıdan yabancı dil kullanımını eleştirdiğimi düşünmenizi istemem sadece Türkçe olarak da belirtilmesi gerektiğini ifade etmek istedim)

Gelelim şimdiye, kötü geçen 2 turizm yılında iç pazar büyük bir artış sağladı. Bununla birlikte Ortadoğu'dan da talepler vardı. Ama Ortadoğu'dan gelen zenginler, otelde tatil yapan yerli tatilciden daha çok ilgi çekince dillerde de değişiklikler başladı. 

Yurt dışında bir çok ülkede, eğer farklı alfabe kullanan bir ülke ise latin alfabesi ile kendi dillerindeki yazılışlar ve İngilizce olarak yazılar bulunuyor. Ama hiçbir ülke her gelen turiste göre tabela oluşturmuyor. 

Dünyaca ünlü gıda markaları Alanya'da Arapça kampanya yazıları yazıyor, hele emlak şirketleri neredeyse Suudi Arabistan'ı andırır modele döndü. Evet ticaret yapalım para kazanalım ama bunu kendi kültürümüzü tanıtmadan yapmayalım. Gelen turist 2 kelime Türkçe de öğrenmek zorunda kalsın.