Kafirlere din düşmanlarına sistemin puşt adamlarına puşt kadınlarına, sonra Allahsız dediğimiz adamlara kadınlara kızıp duruyoruz durmadan dine kitaba ve Müslüman ahaliye saldırıyorlar diye...Elbette kızmakta öfkelenmekte "size ne oluyor efendiler"demekte haklıyız da...

Ebette onların yaptığı rezil davranışların ettikleri küfürlerin,Müslüman ahaliye Müslüman adamlara kadınlara yaptıkları aşağılık davranışların karşılığı veril meli, bir Müslümana yakışır vakar ile...

Haksızlıkların adaletsiz edilen sözlerin, edilen küfürlerin çıkarılan pis gürültülerin karşısında Müslümanlar susmalı demiyorum, hem bunu nasıl derim? Kalbi olan bir insan, bunu diyebilir mi hiç? Bilenlerdeniz haksızlıklar karşısında susanlara dilsiz şeytan dendiğini...

Elbette en yüksek sesle uyarılmalı onlar, yazı ile sözle uyarılmalı, yanlarına varıp uyarılmalı "yaptığınız bu işler ayıp, ve alçakça bir saygısızlık" denmeli yüzlerine karşı kabul...

Elbette hiç bir zalim,hiç bir kafir hiç bir soysuz hiç bir ateist, hatta deist cevapsız kalmamalı, eğer kalkıp ümmetin değerlerine küfür etmişlerse, aşağılamışlar ise, Müslüman ahalinin inançlarını imanlarını...

Sonra daha başkaları gazetecilerden siyaset adamlarından, yabancı ve zalim fikirlere uşaklık edenlerden birileri "eğe Müslüman ahaliye onun inançlarına değerlerine kitabına imanına, Peygamberine hakaret etmişlerse ederlerse, Müslümanların inançlarını "değer kabul ettikleri davranışlara duruşlara" küfür ediyorlarsa ederlerse "mutlak surette cevap verilmeli" yaptıklarının bir zalimlik bir alçaklık olduğu varıp hatırlatılmalı bu pis davranışları yapanlara...

Ama Müslümanlar...

Ama Müslümanların önünde rehber olduklarını söyleyenler...

Mesela kimi şeyh efendiler..

Kimi cemaat önderleri ağabeyleri...

Sonra çok bildiği sanılan din üstüne konuşan hocalar...

Konferans verenler din üstüne, yani Müslüman ahaliye ahlak anlatanlar, veya pazarlayanlar, şöyle şöyle olun diyenler Müslümanlara...

Ve kentin müftüsü vaiz hocaları...Sonra camide imamlar müezzinler...Gazete köşelerinde yalnız İslam deyip duranlar...

Yani hepimiz, yani kendini Müslümanlardan sanan her birey...

Her önder, her şeyh her ağabey diye saygı duyulan adamlar...İslamca yaşamak zorunda değiller mi? Kitabı ve o kitabı bize anlatan Hazreti Muhammedi dinlemek Ona uymak durumunda değiller mi? Ve örnek olmak ahaliye..

Bu lüks yaşamaları bu arabaları bu lüks ve pahalı evleri, sonra onlarca koruma ordusunu İslamın neresine koyacağız, veya koyacaklar, nasıl izah edecekler, en azından ümmetin yoksullarına, savaşın ve zulmün çocuklarına? Biz onlara inansak bile Muhammet Mustafa'dan utanmak arlanmak çekinmek yok mu?

Bu ne iştir ümmetin yarısın açlık ve sefalet içinde olduğu dünyada, ve ülkemizde dahi...Aziz İslamı ne hale soktuk diye bir birimize sorumuz olmasın mı? Hep susalım mı "büyüklerimizin bir bildiği vardır" diye, bu zalimlikler, bu ihtişamlı hayatlar karşısında?

Ne demişti ilk Halife Ebu Bekir ilk Hutbesinde...Ey ahali "ben Allah'ın emir ve rızasına uygun yaşadığım zaman içinde bana uyun" ben ondan uzaklaşırsam bana uymayı terk edin...Sonra Halife Ömer de, ona benzer şeyler demişti...Ya şimdi bize ne oldu, efendilerimize önder dediklerimize şeyh efendilere ne oldu sahi?

İslam adına endişe edip sormayalım mı bu soruları? Dışlanırız korkusu ile susup duralım mı?

Böyle yapmakla, böyle yaşamakla "yani lüks içinde yani konfor içinde yani çok pahalı arabalara binerek, çok lüks evlerde oturarak, onlarca korumaların koruması altında gezerek" o kafirlerin o zalimlerin o alçak adamların alçak kadınların ateistlerin deistlerin ağzına sakız olmuyor muyuz...Neden bilmek anlamak istemiyoruz bunu?

Sonra kendilerinden olanları bedavadan cennete sokan huri dağıtan soytarılar...

Nasıl kendimizi masum sayarız bunca yenilmişlik karşısında?

Çok savrulduk, çok dağıldık ve dağıttık...Dünya hepimiz sarhoş etti, ve gözümüz görmez oldu var olan gerçeği...

Kendimize yazık ettik...

Yazık ettiler bize...Yani ümmete, yani kitaba ve Muhammedin yoluna...

Hoşça kalınız... Ama kızmadan öfkelenmeden bir daha düşünelim derim...