Karadeniz yeşili ve deniziyle oldukça güzel bir tabiat örtüsü çok revaçtadır. Bu güzelliğe kıyım çoktan başladı.  

Yapılan HES’lerle, Karadeniz’in kuyusunu kazdılar. Derelerin ıslah çalışmaları da çok önemlidir, ihmale gelmez. Hele şu anda hasat zamanı ve harman yerlerini sel alıp götürmüş, çok yazık. İki senedir Karadeniz halkı çok mağdur oldu.

Karadeniz sahil yollarında bir çok köprü yıkılmış. Derelerin yolunu kapatıp, HES'lere çevirince artık değişen hava şartlarında aşırı yağışlara ve sellere “DUR” diyemezsiniz. 

Ordu Belediye Başkanı yağışlardan 500 bin kişnini etkilendiğini söyledi.

Ordu’da sel ve yağmurdan etkilenen fındık hasadı ise çiftçinin canını kötü yaktı. Eskiden bu kadar canımız yanmazdı.

Bu iklim değişikliği anlaşılan daha çok can yakacak. Bilim adamlarının sözlerine artık yeteri kadar kulak verelim, yoksa bunun altından kalkmak kolay olmayacak.

Derelere, akarsulara HES’ler kurulmasın, doğanın kendi kanunları var, bunlara uymazsanız bu felaket daha da çoğalarak gidecektir.

Karadeniz’in bir çok verimli arazilerini HES'e kurban etmeyelim.

Yaylaları ve o güzelim ormanlarını istila edip, yabancılara satıp, doğal arazi yapılarını bozmayalım. Doğaya yeteri kadar zarar verdik. Ormanın kıymeti bilmeyenler, sellerle toprak kaybederler.

Bu güzel ülkeye neler oldu? 

Eskiden dağın taşın kıymeti bilinirdi, ”toprak”,  gelecek nesillerin garantisi idi.

Yabancılara bastır parayı, al arsayı olduk.  Şimdi neler olacak bilemiyoruz ama bu afet gerçekten ülkemizi her konuda etkileyecek.

Daha fazla üzülmeden, dere ve akarsuların engellerini kaldırın, ”Su akacağı yolu bulurmuş” ve bugün gördüğünüz gibi de buldu.

Bütün Karadeniz halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.