Yazılarımızı okuyan dostlar bililer, ülkemizde siyaset kurumunun çok fazla kirlendiğini söylediğimizi… Siyaset adına ortaya çıkanların, konuşanların, beni kendinize önder yapın başkan yapın diyenlerin, çok fazla dürüst olmadıklarını da söyleyip durduk, kimilerinin kızacaklarını bile bile…

Şimdi hangisine sahip oldukları servetler imkânları adına “sahi bunları nerden buldun?” diye, bir soru sorulsa kıvırtıp duracaklar ve kızacaklar çok belli etmeseler de bu seçim zamanlarında…

Neyse bu hassas zamanda, seçime üç beş gün kala o kadar derinlere inmeyelim, canını sıkmayalım kimi efendilerin… Yolları aydınlık olsun, ülke adına şehir adına kim hayırlı olacaksa o kazansın diyeceğiz de, Aziz Allah “Başınıza gelenler kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz” buyurur… Yani bazen insan belayı sıkıntıyı kendi çağırır, Allah’ta “kendin yaptın” der, o zaman…

 Onun için deyip durduk onlara ayırdığınız zamanı kendinize ayırın, ailenize ayırın kitap okumaya ayırın diye… Keşke bu kadar aşağılarda olmasaydı bu kurum, siyaset adamları bu kadar cahilane işler yapıp ahaliye kötü örnek olmasalardı…

Doğrusu her geçen gün daha olumsuz bir hal alıyor bu kurum, daha utanmaz daha saygısız oluyorlar ahaliye karşı…

Bakın partilerden söz etmiyorum, kimseye o parti, bu parti gibi sözler etmiyorum… Hepsi aslında, hepsi bir sürü yanlış yalan içinde…

Kimisi daha fazla, bunu sizde biliyorsunuz… Anlaşılır bağışlanır yanı yok bu işlerin, ama çoğu kişinin umurunda değil nedense…

İktidar olabilmek adına yapılmayan hokkabazlık kalmıyor… Mesela sizce ne anlama gelir, Cumhuriyet halk partisinin veya millet ittifakı denilen ittifakın İstanbul büyükşehir adayının yine İstanbul’un en büyük camisinin birinde Kur’an okuması?

Nasıl oldu da bu parti bu hale geldi sizce? Tarihinin hiçbir döneminde böyle bir derdi olmayan ve her fırsatta Din ile dini değerler ile kavgalı olan bu parti nereye varmak ne yapmak istiyor… Ötekilerini anladık ta, bunu nasıl anlayalım?

Eline fırsat geçtiği zaman Ezan Türkçe okunmalı, ibadet saatleri dışında camiler kapalı tutulmalı, demeyeceğini, bu konuda diye yasalar çıkarmayacağını kim söyleyebilir?

Yine bu Cumhuriyet halk partisinin yeni deyimle Millet ittifakının Ankara Büyükşehir adayı olan Mansur yavaş beyefendinin içine düştüğü duruma ses çıkarılmaması nedir utanmazlıktan halkı ciddiye almamaktan başka?

Adam açık açık bir şantajcı ve gayri meşru işler yapan biri kendi anlatımı ile bile… İşin içinde siyaset particilik olmasaydı ahali ayağa kalkardı, ama adam en utanmaz hali ile milletin karşısında sırıtıp duruyor...

Bana borcu vardı dediği bir adamın 600 bin dolar senedi elinde ve senet vereni her türlü suçla suçlayıp durmak ta, ama bu senet neyin nesi konusunda bir cevabı yok, öyle çok soran da yok… Mal beyanı açıklarken “neden senetten söz etmedin denince” vergi çıkardı diyecek kadar utanmaz ve vergi kaçakçısı bir beyefendi… Fazla diyecek bir şey yok, bu gidişin sunu hayır değil bunu der bunu söylerim bende…

Kendi canımızı kendimiz yakan bir toplum haline geldik, nasıl geldikse…

İyilikler dilerim…